Peygamberimizin Emaneti Olan Çocuklar

MERHAMET

Kilis'te faaliyet gösteren Umudum Sensin Derneği'nin Başkanı Sağır, "Peygamberimiz yetim bir çocuk olarak dünyaya geldi, İslam dininde bir yetimin başını okşamak bile sevap, onun için bu çocuklar bize Peygamberimizin emanetidir." dedi.

Umudum Sensin Derneği Başkanı Mustafa Sağır'ın gayretleri ile yeni bir yaşama adım atan yetim çocuklar, okullarda geleceğe hazırlanıyor.

2012 yılından beri sadece yetim ve savaşta eşlerini kaybeden kadınlara yönelik faaliyet gösterdiklerini söyleyen Dernek Başkanı Sağır, yetim çocukları ve annelerini kurdukları 42 eve yerleştirdiklerini, ailelerin yaşadığı sıkıntıları atlatılabilmesi için her türlü desteğin verildiğini vurguladı.

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) YETİMLERE BAKILMASINI VASİYET ETTİ

Sağır, yüce Allah'ın "Alemlere rahmet" olarak gönderdiği Hazreti Muhammed'in, bir insanın dünyada karşılaşabileceği bütün sıkıntıları yaşadığını ve babasını dünyaya gelmeden kaybettiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde 'Ben ve yetime bakan kimse, cennette iki parmak gibi yan yanayız' diye buyuruyor. Yani bir yetime bakmak Peygamber'in derecesine yakın gelir. O şekilde Peygamberimiz yetimlere bakılması gerektiğini vasiyet etti. Bizler burada yetim çocukları topluma kazandırmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Hazreti Peygamber daha dünyaya gelmeden babası hayatını kaybetti. Peygamberimiz yetim bir çocuk olarak dünyaya geldi, İslam dininde bir yetimin başını okşamak bile sevap, onun için bu çocuklar bize Peygamberimizin emanetidir."

Sağır, ailelere kendilerini Suriye'deki evlerindeymiş gibi hissettirmeye çalıştıklarına dikkati çekerek "Bizim kurduğumuz yerler, bir yurt veya bir yetimhane değil, herkes kendi evinde rahat bir şekilde yaşıyor. Hayırseverler yardımlarda bulunuyorlar, sağ olsunlar gelip görüyorlar. Bugün 250 yetim çocuğa bakmak kolay bir şey değil, bunu herkes yapamayabilir. Hayırseverlerin yardımıyla ve Türk hükümetinin desteğiyle yetim çocuklarımıza çok şükür bakıyoruz. Hiçbir sıkıntı yaşanmıyor çok şükür, kendileri de çok memnun ve rahatlar." diye konuştu.

ÇOK BÜYÜK ACILAR YAŞADIK

Eşini, 2012 yılında Halep'teki bir hava saldırısında kaybeden Ruveyde Ayşe (32), Türkiye'de çocuklarıyla birlikte rahat bir şekilde hayatlarını sürdürdüklerini belirtti.

Esed'in yaşadıkları yere sürekli varil bombalarıyla saldırdığını aktaran Ayşe, "Türkiye'ye geldiğimizde bir müddet buradaki tanıdıklarımızın yanında kaldık. Sonra dediler ki yetim ve dullara bakan bir ev var. Onlara başvurdum ve 4 yıldır Umudum Sensin Derneğinin kurmuş olduğu evde kalıyoruz. Allah'a şükür çocuklarım Türk okullarına gidebiliyor. Etrafımda akrabalarımdan kimse yok, burada çok şükür bize hizmet ediyorlar. Çocuklarıma baktıkça içim burkuluyor ama Türkiye'de yetim çocuklara çok değer veriyorlar, onun için çok mutluyum." ifadelerini kullandı.

Azez'den 4 yıl önce Kilis'e gelen Necet Afeş de (39) çocuklarının savaş korkusu olmadan yaşadığına işaret ederek "Eşim rejimin askerleri tarafından öldürüldü. Biz de bunun üzerine köyümüzden kaçtık. İlk olarak Azez sınırına geldik. Birkaç gün sınırda kaldıktan sonra Türkiye'ye geçtik. Türkiye'ye geldikten sonra çocuklarım okula gidebiliyor ve en önemlisi de artık ölüm korkusu olmadan yaşıyoruz." dedi.

Yetim çocuklardan Büşra Afeş (15) ise babasını kaybettikten çok büyük acıları çektiklerini ifade etti.

Rahat bir şekilde okula gidebildiğini ve Türkçe öğrenmeye çalıştığını anlatan Afeş, "Babam şehit olduktan sonra çok büyük acılar yaşadık. Buraya geldikten sonra acılarımızı bir nebze de olsa unuttuk çok şükür. Şimdi rahat bir şekilde okula gidebiliyorum ve Türkçe öğrenmeye çalışıyorum." diye konuştu.

Kaynak: AA