Peygamber Efendimiz’e Ahirette Yakın ve Uzak Olacak Kimseler

Hikâyeler

Peygamber Efendimiz’in ahirette özleyeceğim ve benden uzak olsunlar dediği kimseler kimlerdir?

Ebû Hureyre (r.a.) nakletmektedir. Resûlullâh bir gün sahabileriyle kabristana geldi ve:

“–Allâh’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler diyârının sakinleri. İnşaallâh bir gün biz de sizin yanınıza geleceğiz.” buyurdu. Sonra da sahabilerine dönüp;

“–Kardeşlerimizi görmeyi ne kadar da çok arzuluyorum. Onları ne kadar da özledim!” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:

“–Biz senin kardeşlerin değil miyiz yâ Resûlallâh!” dediler. Efendimiz:

“–Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir.” buyurdu. Ashâb-ı kirâm:

“–Ümmetinizden henüz dünyaya gelmeyen kimseleri ahirette nasıl tanıyacaksınız ey Allâh’ın Resûlü.” dediklerinde:

“–Düşünün ki bir adamın ayakları ve yüzü beyaz olan bir atı var. O kimse bu atını, hepsi simsiyah olan bir at sürüsü içerisinde tanıyıp bulamaz mı?” diye sordu. Ashâb-ı kirâm:

“–Evet, bulur ya Resûlallâh!” dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz:

“–İşte onlar da abdest âzâları bembeyaz olduğu hâlde gelecekler. Ben önceden gidip havuzumun başında ikram etmek için onları bekleyeceğim. Dikkat edin! Birtakım kimseler yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi benim havuzumdan kovulacaklar. Ben onlara «Gelin buraya» diye nidâ edeceğim. Bana: «Onlar senden sonra hâllerini değiştirdiler (senin sünnetini takip etmeyip başka yollara saptılar, büyük günahlar işlediler.) Bunun üzerine ben de «Uzak olsunlar, uzak olsunlar» diyeceğim.” buyurdu. (Müslim, Tahâret, 39)

“Bana denilecek ki: «Sen onların senden sonra neler yaptığını bilmiyorsun!» Ben de «Benden sonra (istikametlerini ve hâllerini) değiştirenler uzak olsunlar, uzak olsunlar !» diyeceğim.” (Müslim, Fezâil, 26)

Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları