Övünmek ve Kendini Üstün Görmek Doğru mu?

Cemiyet Hayatımız

Allâh’ın lutfettiği nîmetlerle O’nun kullarına karşı övünüp kendini üstün görmek, kimin haddine olabilir?

Müslüman, Allah Teâlâ’nın kendisine lutfettiği nîmetlere bakarak başkalarını hakir görmemelidir. Çünkü bu dünyada insanlara verilen nîmetler, imtihan esnâsında talebeye sorulan suâllere benzer. Bir talebe hiçbir zaman bu sorularla övünmeyi düşünmez, ancak verdiği cevaplar netîcesinde aldığı derecelerle sevinir. Mü’minlerin, imtihan için lutfedilen imkân ve nîmetleri Allâh’ın rızâsı istikâmetinde kullanarak kazandıkları ecirler de ancak Âhirette görüleceğinden, bu dünyada iken övünmenin ve kendini üstün görmenin hiçbir mânâsı yoktur. Bilâkis böyle bir davranış apaçık bir aldanıştır.

“ÖVÜNME YOK”

Selef ulemâsından Ebû Hâzim şöyle demiştir:

“Allâh’a yaklaştırmayan her nîmet baş belâsıdır.”

Fahr-i Kâinât Efendimiz, âlemlere rahmet olarak gönderildiği hâlde, bir keresinde kendi üstün vasıflarını bildirmek zorunda kalınca, bunları her seferinde, “لَا فَخْرَ: Övünme yok.” kaydıyla tekrar ederek haber vermiştir.

Âlemlerin Fahr-i Ebedîsi ve medâr-ı iftihârı olan Peygamberler Sultânı Efendimiz -aleyhissalâtü vesselâm- böyle derken, Allâh’ın lutfettiği nîmetlerle O’nun kullarına karşı övünüp kendini üstün görmek, kimin haddine olabilir?

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları