Osmanlı'nın Dönüm Noktası

Osmanlı Tarihi

Osmanlı'nın son döneminde askerî hazırlıklar dolayısıyla devletin borcunun artmış olmasını dillerine dolayarak Sultan Abdülazîz’i müsriflikle itham edenler vardır. Fakat bu doğru değildir. Zira Sultan Abdülazîz, askerî yatırımların pek çoğunu başta saray mensupları olmak üzere tebaanın teberrûları ile karşılamıştır.

O, dün­yadaki gelişmeleri ânında takip etmiş, Amerika’dan uzun menzilli Martini Henry tüfeklerini getirtmiş ve bunların Türkiye’de yapımını sağlamıştır. Daha sonra meş­hur “Plevne Müdâfaası” bu silâhlar sâ­ye­sinde gerçekleşebilmiştir.

Sultan, fevkalâde hassas, intizamlı, bilgili, selîm muhâkeme sahibi bir zâttı. Ressamlar dergisinde yayınlanmış olan, eliyle çizdiği gemi krokileri, onun intizam ve hassâsiyetinin şâheser misâlleridir. Beste yapan, mûsikîye âşinâ olan, şâir, sanatkâr mizaçlı Sultan, bu derecede rakîk kalbine rağmen, harpçi bir pâ­di­şahtı. Rûhu fütûhât arzularıyla doluydu. Kırım’ı geri alacaktı. Bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. Lâkin gizli düşman faâliyeti devreye girmiş, dört küskün adamını onun aleyhine ittifâka sevk etmişti. Sultan, ihtilâlcilerin başı olan Hüseyin Avni Paşa’yı tâyin ederken:

“–Bu adamın gözleri hiç hoşuma gitmiyor!” sözüyle müstakbel felâketi sezdiğini göstermiş, lâkin gerekli tedbirleri almakta basîretli davranamamıştı.

Burada; “Hâlis insanlar, (dâimâ) büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar!” (Beyhakî, Şuabu’l-Îmân, V, 345) hadîs-i şerîfini hatırlamak lâzımdır.

Nitekim Sultan Abdülazîz’in fecî bir sû­ret­te hunharca ortadan kaldırılması da, bu hadîs-i şerîfte işâret edilen tehlike sebebiyle olmuştur. Ancak bu oluş, onun şahsından ziyâde milletin kaderiyle alâkalı bir ilâhî takdîrden başka türlü îzâh olunamaz. Zira Sultan Abdülazîz’in fecî katli, millî ta­rihimizin çok mühim bir dönüm noktası olmuştur.

Gerçekten ondan sonra felâketlerin önü alınamamış, çöküş, Sultan Abdülhamîd Hân’ın dirâyetli siyâsetiyle bir müddet geciktirilmişse de, nihâyet bu azametli devletin yıkılması ve ülkemizde küfrün -velev geçici de olsa- galebesi önlenememiştir.

İlâhî! Bu ve benzeri felâketlerden ders almayı nasîb edip bizleri ta­rih sahnesinde hazin âkıbetlere dûçâr eyleme! Ehl-i fitnenin hîle ve desîselerini kendi başlarına mâkûs eyle!.. Âmîn!..

Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Müesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013