Osmanlı Kumandanının Örnek Tevazusu

Osmanlı Tarihi

Meşhur Kanije müdafaasını zaferle neticelendiren Tiryaki Hasan Paşa'nın, Sultan 3. Mehmed'in takdiri karşısında gösterdiği mütevazılık, tam bir ibret tablosu...

Kanije’de kazanılan dâsitânî zaferin haberi saraya ulaştığında Sultan 3. Mehmed Han, bundan ziyâdesiyle memnun oldu. Zaferin en büyük âmili olan Hasan Paşa’yı da vezirlikle taltîf etti. Ayrıca Paşa’ya kıymetli hediyelerle bir de hatt-ı hümâyûn gönderdi. Bu hatt-ı hümâyûnda kısaca şöyle deniyordu:

“Kanije beylerbeyi, ak sakallı kumandanım ve müdebbir vezîrim! Berhudâr olasın! Seninle beraber olan yiğitler de mânen oğullarımdır ki cümlesi makbûl-i hümâyûnumdur; yüzleri ak ola!..”

HASAN PAŞA'NIN İBRETLİK MÜTEVAZILIĞI

Hatt-ı hümâyûnu gâzilerinin huzûrunda okuyan Tiryâki Hasan Paşa, kazandığı bu eşsiz zafer karşısında büyük bir mahviyet içindeydi. Hattâ etrafındakilere:

“–Devletli Pâdişâhımız, Kanije müdâfaası gibi küçük bir hizmetimize mukâbil vezirlik pâyesi ile hatt-ı hümâyûn göndermişler. Oysa biz sadece va­zi­femizi yerine getirdik. Devlet-i Aliyye’nin vezâreti şu kocamış ihtiyara mı kaldı? Cenâb-ı Hak devletimize ve milletimize zevâl vermeye!” diyecek kadar üstün bir tevâzû hâlinde idi.

Ancak o koca serdâr, seksen küsur yaşında kazandığı bu zaferin ardından daha nice zaferler kazandı. Öyle ki doksan yaşında iken dahî Oruç ovasında âsî Canbolatoğlu’na karşı kılıç salladı ve emsalsiz kahramanlıklar sergiledi. Böylece bu dün­yadan büyük hizmetlerin âmili olarak ebediyet diyârına hicret eyledi.

Rahmetullâhi aleyh!

TİRYAKİ HASAN PAŞA BİR SİYASİ DEHA İDİ

Tiryâki Hasan Paşa, cesaret ve atılganlığı yanında «Harp hîledir.» (Buhârî, Cihâd, 157; Müslim, Cihâd, 18.) hadîs-i şerîfini en güzel şekilde anlayıp uygulayabilen bir siyâsî dehâ idi. O, fî-sebîlillâh sebât, sadâkat ve hizmeti kendisine şiâr edinmişti. İlerlemiş yaşına rağmen askerlerinin arasında korkusuzca muhârebe eder, mücâhidlere şevk ve heyecan verirdi.

En zor zamanlarda dahî îtidâl ve metânetini kaybetmez, mâkul taktik ve hamlelerle önündeki engelleri bertaraf ederdi. Her zaferin Allâh’ın te’yîd-i ilâhîsiyle olduğunu bilir, yalnız O’na sığınırdı. Mütevâzı, cömert, şefkat ve merhametliydi. Bu sebeple yaralı bir düşmana dahî kurşun attırmazdı.

Allâh’ım! Her hususta sabır ve sebât ile neticeye ulaşma bakımından Tiryâki Hasan Paşa’ya ihsân eylediğin firâset, basîret ve irfan deryâsından bizlere de hisseler nasîb eyle!..

Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları