Ortadoğu'da 'yönetilebilir Kaos' Politikası

ÜMMET

Emperyalist hesaplar yüzünden Ortadoğu'daki insani kıyım devam ediyor.  Çünkü öncelik, akan kanı durdurmak, yaşanmakta olan tarihin en büyük insanlık dramını sonlandırmak değil. Öncelikler çok daha stratejik. Hesaplar ülkelerinin çıkarlarına göre yapılıyor.

Kendilerinden olmadığı sürece, canlarına kıyılanların yüzbinlerle, milyonlarla ifade ediliyor olması mesele olarak görülmüyor.

Tarihin en büyük insanlık dramının derinleşmesine neden olsa da yönetilebilir kaos politikası bir stratejisi olarak devreye sokulabiliyor. Tıpkı Obama yönetiminin yaptığı gibi...

ORTADOĞU'DA KİM KAYBEDİYORSA ONU DESTEKLE STRATEJİSİ

Evet, Suriye krizinin bu denli derinleşmesinde en büyük pay sahibi olan Amerika yönetimi yönetilebilir kaos politikasını stratejik bir hamle olarak sürdürüyor.

“Kim kaybediyorsa onu destekle” diye de özetlenecek bu politika ile Suriye krizinde hiçbir aktörün öne çıkması istenmiyor. Yapılan hamlelerle bunun öne geçilmeye çalışılıyor. Gaye, kendi hedefine ulaşıncaya kadar bölgeyi sürekli yönetilemez bir halde tutmak. Ortaya çıkan kaotik ve istikrarsız ortamı da bölge ülkelerini diz çökertmek için kullanmak. Deyrizor’da yanlışlıkla Esed askerlerinin ABD uçaklarınca bombalanması hadisesi bu taktiğin son örneği idi. Beş yıl boyunca Esed’in katliamlarına göz yuman ABD yönetimi, Deyrizor’da 40 dakika boyunca Esed askerlerini bombaladı. Kimi rakamlara göre 80 kimilerine göre ise 100’ü geçkin rejim askerini öldürdü. Peşi sırada bunun hata sonucu olduğunu ileri sürdü. Ama kimseyi inandıramadı. İnandıramadı çünkü bu bir hata değil, “Kim kaybediyorsa onu destekle” prensibi doğrultusunda belirlenmiş politikanın parçası olan, bilinçli bir operasyondu.

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 368. Sayı