Nusret Ne Demek?

NE NEDİR?

Nusret: Yardım. İlâhî yardım. Üstünlük, zafer, muzafferiyet, galebe anlamlarına gelmektedir.

NUSRET KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Âlemlerin Efendisi, kavminin hakâret, alay ve eziyet gibi kötü tavır ve davranışlarına mâruz kalarak mahzûn ve mükedder bir hâlde evine döndükçe, Allâh Teâlâ O’nun hüznünü Hazret-i Hatîce vâlidemizin tesellî ve teşvîk edici sözleriyle hafifletmiş, ilâhî nusretiyle vazîfesini kolaylaştırmıştır

*****

Varlık Nûru ve O’nun Yâr-ı Gâr’ı mağarada bir müddet kalacaklardı. Böylece, kendilerini Medîne yollarında arayacak olan müşriklerden daha rahat korunabileceklerdi. Zâten Allâh’ın lutf u inâyeti onların üzerindeydi ve kul tedbîrinin tükendiği yerde ilâhî nusret devreye giriyordu. Nitekim birtakım müşrikler, izleri tâkib ederek, Sevr Mağarası’nın ağzına kadar gelmişlerdi. Ancak baktılar ki, mağaranın ağzı hiç el değmemiş gibi örümcek ağları ile kaplı idi ve ayrıca bir güvercin yuvası vardı. Allâh Teâlâ’nın emriyle mağaranın önünde Peygamber Efendimiz’in yüzünü örtüp göstermeyecek biçimde bir ağaç yetişti!

*****

Mûsâ Efendi şöyle buyurmuşlardır: “Hizmet eden kişi, hizmetine devam ettiği müddetçe mânen de terakkî etmelidir. Gönlünü Rabbine lâyıkı vechile verip, ihlâs, edep ve tevâzû üzere kulluk vazifesini kemâliyle yapmaya gayretli olmalıdır. Yoksa, mâneviyâta ve usûle uymayan hizmet ehli, rûhen inkişaf ve terakkî edemezse, yaptığı hizmetler, rûhâniyetini zâyî eder… Niyeti zayıf olduğu için Cenâb-ı Hak U Hazretleri’nin nusretinden (yardımından) mahrum kalır."

*****

Allâh Teâlâ, bu gazvede mü’minlere olan nusret ve yardımını şu âyet-i kerîme ile beyân eder:

“Ehl-i kitâbdan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allâh’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allâh(ın azâbı), onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle harâb ediyorlardı. Ey akıl sâhipleri, ibret alın!” (el-Haşr, 2)