Nefis ve Şeytanın Oyalamalarına Fırsat Vermeden Acele Et!

İbadet Hayatımız

Hayırda ve infakta acele etmenin önemi ve fazileti nedir? Kişi iyi ve hayırlı bir işe niyetlendiği zaman nefis ve şeytan onu nasıl oyalar?

Nefislerdeki cimrilik, tasaddukta bulunmaya niyet eden kişiyi ertelemeye sevk eder. «Bekle de tam ehil olanı bul!» der. Karşısına çıkan mahrumlar hakkında; «Ya ehil değilse, ya fakir değilse, ya kötü yolda harcarsa…» gibi vehimlere sevk edip infâkı geciktirir.

Hâlbuki hayırlı, sâlih amellerin îfâsında, nefis ve şeytanın oyalamalarına fırsat vermeyip acele etmek lâzımdır.

HAYIRDA VE İNFAKTA ACELE ETMENİN FAZİLETİ

Ukbe İbn-i Hâris -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Bir keresinde Medine’de Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; selâm verip namazı bitirdi ve süratle yerinden kalktı, safları yararak hanımlarından birinin odasına gitti.

Cemaat, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bu telâşından endişe ettiler. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kısa sürede döndü, kendisinin bu acele davranışından dolayı meraklanmış olduklarını gördü ve şöyle buyurdu:

“Odamızda birazcık altın -veya gümüş- olduğunu hatırladım da beni hayırda acele etmekten alıkoymasını istemedim ve derhâl dağıtılmasını emrettim.” (Buhârî, Ezân, 158)

Hasan-ı Basrî Hazretleri’nin şu kıssası ise, hayırda acele etmemenin Hak dostu gönüllerdeki vebâlini ve ızdırâbını anlatır:

Bir derviş, Hasan-ı Basrî Hazretleri’nden bir şey istemişti. O da hemen ayağa kalkıp gömleğini çıkardı ve dervişe verdi.

“–Efendim, eve gidip oradan bir şeyler verseydiniz olmaz mıydı?!.” dediler.

Hazret şu cevabı verdi:

“–Bir defasında ihtiyaç sahibi biri mescide gelip;

«–Karnım aç!» demişti. Biz gaflet edip hemen yiyecek getirmedik. Sabah namazına geldiğimizde bir de baktık ki, zavallı ölmüş. Kefenleyip defnettik. Ertesi gün, bir zuhûrat olarak, fakiri sardığımız kefenin mihrapta durduğunu ve üzerinde; «Kefeninizi alın, Allah kabul etmedi!» yazdığını gördük. İşte o gün;

«Bundan sonra bir ihtiyaç sahibini gördüğümde onu bekletmeyeceğim, hemen ihtiyacını göreceğim.» diye yemin ettim. (Bkz. Darîr Mustafa Efendi, Yüz Hadis Yüz Hikâye, İstanbul 2001, s. 157)

Bu kıssalar ihlâs ve takvâ sahibi bir müslümanın derinliğini gösteren ibretli hâdiselerdir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2023 Ay: ağustos, Sayı: 222