Müslümanları Geri Bırakan Düşünce

Cemiyet Hayatımız

Şikâyet hâli, çoğu zaman zafiyet ve acziyetin dışa yansımasıdır. Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem)’nün “keşke şöyle olsaydı ya da olmasaydı” tarzında kurulan cümlelerin ya da sığınılan gerekçelerin, şeytana kapı araladığını ifade etmesi[1] bu mânâda son derece anlamlıdır.

Temenniler, çoğu zaman kişinin kendisini avuttuğu ve uyuttuğu ninnilerdir. Hâlbuki avunmak yerine, içinde bulunulan şartlar neyi gerektiriyor ve o şartlar içerisinde iktidarımız ve imkânımız neye yetiyorsa, onlarla meşgul olmak en doğru olanıdır.

Hülasa mesûliyetimiz, iktidarımız ve imkânımız kadardır. Mevcudu değerlendirmek, yeni imkân ve iktidar kapılarının açılmasının da bir anahtarı olacaktır.

İBN TEYMİYYE'NİN YAZMA MÜCADELESİ

“Dönemin sultanı, İbn Teymiyye’nin hapihanede iken yanında ne kadar kitap, kâğıt, kalem, mürekkep varsa hepsinin alınmasını; yazı yazmaya ve kitap telif etmeye yarayan ne varsa gaspedilmesini emretti.

9 Cemâziyelâhir 728’de bu emir uygulanarak, okuma yazmaya ait bütün malzemeler hükümet görevlilerince gaspedildi. Recep ayının ilk günü İbn Teymiye’nin bütün müsveddeleri, yazı kâğıtları hapishaneden alınarak adliyenin büyük kütüphanesine kondu. Bunlar altmış cild kitaptan ve yazı yazmakta kullandığı on dört paket kâğıttan ibaretti.

İbn Teymiye bu olay karşısında dahi hiçbir yanıp yakılma göstermedi. Hükümetten bir şikâyette de bulunmadı. Kendisinden kalem, mürekkep gaspedilince, dağınık kâğıtlar üzerine kömürle yazmaya başladı. Kömürle yazılmış birkaç mektubu ve risâleleri bulunmuş, uzun bir süre o şekilde korunmuştur.”[2]


[1] Müslim, Kader 34. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime, 10.

[2]Ebu’l-Hasen en-Nedvî, İslâm Önderleri Tarihi, II, 151-152.

Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları