Müslümanın Malı Nasıl Helal Olur?

Kıssâlar

Eskilerde zamanın hükümdarı ile Şeyh Rukneddin Alâüddevle arasında geçen kul hakkı ile ilgili konuşma.

Cenâb-ı Hak buyuruyor:

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisâ, 29)

Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:

“Bir Müslümanın malı ancak kendi gönül rızası ile helal olur.” (Aclûnî, II, 398)

Bir gün zamanın hükümdarı, Şeyh Rukneddin Alâüddevle’ye bir ceylan getirdi ve “Ye bundan. Kendi ellerimle yaptığım bir okla babamdan mîras kalan atın sırtında avladım.” deyince şöyle cevap verdi:

“Aklıma bir komutanın Mevlana Cemal’e iki kaz getirip: “Bunları ye. Kendi şâhinimle avladım.” demesi ve Mevlana Cemal’in: “Burada, üzerinde durulması gereken kazlar değil, bu şâhinin hangi yaşlı kadının tavukları ile beslenip avlanacak kadar güçlendiğidir.” diye cevap vermesi geldi.

“İşte senin kendi atının üzerinde avladığın bu ceylan her ne kadar bir av ise de bu atın yemi hangi mazlumun arpasından alındı kim bilir?” dedi ve ceylanı yemedi. (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyan, 4. Cilt, 15.Sayfa, Erkam Yay.)