Münazara Nedir?

NE NEDİR?

Mü­nâ­za­ra: Bel­li kâ­ide ve usûl­ler çer­çe­ve­sin­de ya­pı­lan tar­tış­ma, ci­dâl, iki uç­lu bir ko­nu­nun bel­li kâ­ide ve usûl­ler çer­çe­ve­sin­de iki grup ta­ra­fın­dan mü­dâ­faa edil­di­ği tar­tış­ma anlamına gelmektedir.

MÜNAZARA KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Kur’ân-ı Kerîm, kıssa, mev’ıza, cedel, münâzara, târih, teşrî, âhiret, cennet ve cehennem gibi mevzûları, korkutucu ve müjdeleyici âyetleri, mânâlarının şiddetine göre ayrı ayrı üslûp bütünlüğü içinde, fesâhat ve belâgati aynı âhenkte muhâfaza ederek ifâde eder.

*****

Zâhirî ilimleri çok daha fazla olan bu zevât, büyük bir edep, tevâzû ve huşû içinde sessizce otururlar, ilmî münâzaralarda ve kitap satırlarında bulamadıklarını, mânevî sohbetin gönül iklîminde tadarlardı.

*****

Allah Rasûlü kader hakkında tartışan bir gruba rastladıklarında onlara:

“–Siz bununla mı emrolundunuz? Yoksa ben size bunun için mi gönderildim? Sizden öncekiler bu meselede münâzara ettiklerinden (tartıştıklarından) dolayı helâk oldular. Sakın, sakın bu meseleyi münâkaşa etmeyiniz!” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Kader, 1/2133)

*****

Dehlevî Hazretleri’nin mürîdi ile yola koyuldu. Yol üzerinde Tahran’a uğradılar. Burada Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri’nin meşhur şiî âlimi İsmail Kâşî ile câlib-i dikkat bir münâzarası oldu.

*****

Evvelâ Osmanlı dîvânında Kemâl Paşazâde ile İstanbul kadısı Sâdullâh Sâdî Efendi tarafından dinlendi ve karşılıklı yapılan münâzarada fikirleri ilmen tek tek çürütülerek cürm ü hatâsı ortaya konuldu.