“Mum Dibine Işık Vermez” Atasözünün Anlamı Nedir?

Tasavvuf

Bir kişi becerisi olan, bilgili olduğu bir konuda kendisine yakın kişilere, yakınlarına yardımcı olamaz. Bu yüzden atalarımız “mum dibine ışık vermez” demişlerdir. Peki kişinin vasfı nasıl olmalı?

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri buyurur:

“Mum gibi ol ki, ışığın başkalarını aydınlatsın.

Mum gibi olma ki, başkalarını aydınlatırken kendini karanlıkta bırakmayasın...”

Mum, etrafını aydınlatmak uğruna kendinden/nefsinden fedâkârlık eder, bu yolda eriyip gider. Bu hâl, Allah yolunda fedâkârâne hizmet eden, bütün imkânlarını rızâ-yı ilâhî için seferber edip o yolda cefâlar çekmeyi saâdet bilen gayret-i dîniyye sahibi sâlih müʼminlerin vasfıdır. Bu yönüyle muma benzemek, büyük bir fazîlettir.

MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ

Fakat diğer yönüyle mum, etrafını aydınlatırken ne yazık ki kendi dibine ışık veremez. Onun bu hâline benzemekten de şiddetle sakınmak gerekir. Zira bu hâl, başkalarına ilim ve hikmetle nasihatte bulunup onları irşâda çalışırken, kendisini veya yakın çevresini o ilim ve hikmet nûrundan nasiplendirmeyen; başkalarına Allah Teâlâʼnın kudret ve azametini anlatırken, kendisi Oʼndan yeterince ittikā etmeyen; başkalarını haram ve yasaklardan sakındırırken, kendi yaşayışında bu hususta gereken titizliği göstermeyen gâfillerin vasfıdır. Sözü ile özü birbirini tutmayan, anlattıklarıyla yaptıkları birbirini yalanlayan bu gibi kimseler hakkında Rabbimiz’in îkâzı çok şiddetlidir:

“Ey îmân edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük bir nefretle karşılanır.” (es-Saff, 2-3)

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şah-ı Nakşibend (rahmetullahi aleyh) Erkam Yayınları