Muhterem Âcizler Kime Denir?

Osmanlı Tarihi

Ecdâdımız, akıl hastalarına “muhterem âcizler” diye hitâb etmiştir. Onların insanlık haysiyetini korumak için “muhterem”; Yaratan’dan ötürü yaratılanlara şefkatleri sebebiyle de “âciz” ifadesini kullanmışlardır. Buna mukâbil o dönemin Hristiyan Batı dünyası, psikiyatrik hastaları; «Bunların içine cin girmiş!» deyip ateşe atıyordu. İşte iki medeniyet arasındaki insanlık ve nezâket farkı!..

Ecdâdımız, yüksek hayâ ve vakârından dolayı başkalarına ihtiyacını arz edemeyen yaşlı ve kimsesiz hanımların onurunu korumak için de vakıflar kurmuştur. Bu ihtiyar hanımlara, temizlenmiş, yıkanmış, taranmış yün temin etmiş, onların eğirip iplik hâline getirdikleri bu yünleri, dolgun ücretlerle onlardan geri alarak bu yaşlı hanımlara ellerinin emeğiyle geçinme imkânı sağlamışlardır. Böylece onları bu şekilde onure ederek izzet ve haysiyetlerini korumuşlardır.

Yine ecdâdımız, akıl hastalarına bile nâzik bir ifâde kullanarak “muhterem âcizler” diye hitâb etmiş, toplumdan dışlanan cüzzamlılara merhamet elini uzatarak onlara “miskinler tekkesi” adı altında barınacakları husûsî mekânlar hazırlamışlardır.

Muhtaçlara dağıtılacak yemekleri, onların gönüllerini incitmemek için kapalı kaplarla gece karanlığında tevzî etmişlerdir.

Bîçâreleri, fakirleri, dulları ve yetimleri bir ibâdet vecdiyle muhâfaza etmiş ve onların izzet ve haysiyetlerini korumak için âzamî bir dikkat, nezâket ve gayret göstermişlerdir.

Kaynak : Osman Nuri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap , Erkam Yayınları