Muhalefet Nedir?

NE NEDİR?

Muhalefet: Karşı koyma, bir düşünce, fiil veya harekete karşı durma. Karşı gelme, zıt olma. Zıtlık etme. Ayrılık, aykırılık, uymama anlamlarına gelmektedir.

MUHALEFET KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Cenâb-ı Hakk’ın zâtının bir tecellîsi yoktur. O’nun “Muhâlefetün li’l-havâdis” sıfatı vardır; sonradan olanlara hiç benzemez. Kâinatta düşünebildiğimiz ne varsa, Cenâb-ı Hakk’ın zâtı ondan yücedir. Rabbimiz müteâldir, yani bizim O’nu tanıdığımızdan çok daha yüce ve beşer idrâkinin kavramaktan âciz kalacağı bir mükemmelliktedir. Bir benzeri ve zıddı olmadığı için zâtını idrâk etmek mümkün değildir.

*****

Mü’minûn Sûresi’nin 84-87. âyetlerinde tezekkür (düşünme), takvâdan önce zikredilmiştir. Çünkü insanlar tefekkür ve tahassüs ile mârifete
ulaşırlar. Allah Teâlâ’yı lâyıkıyla tanıdıktan sonra da O’na muhâlefetten sakınıp takvâ sahibi olmaları gerektiğini bilirler. Zira mârifetullah olmadan, yani Allâh’ı lâyıkıyla tanımadan hiçbir amel bir değer ifâde etmez.

*****

Kuss bin Sâide, İyâd kabîlesinin reisi olup Îsâ -aleyhisselâm-’ın dîninde, muvahhid ve şâir bir insandı. Onun, Ukâz Panayırı’nda, aralarında Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in de bulunduğu bir cemaate yaptığı ve bi’set-i Nebî’den bahseden şu meşhur hitâbesi pek ibretli ve hikmetlidir:

Yemin ederim, Allâh’ın indinde bir dîn var ki, şimdi bulunduğunuz dînden daha sevgilidir. Ve Allâh’ın gelecek bir Peygamber’i var ki, gelmesi pek yakındır. O’nun gölgesi başınızın üzerine düştü. Ne mutlu o kimseye ki, O’na îmân edip de, O dahî ona hidâyet eyleye! Vay o bedbahta ki, O’na isyân ve muhâlefet eyleye!