Mektep Ne Demek?

NE NEDİR?

Mektep nedir, ne anlama gelir? Mektep kelimesinin sözlük anlamı nedir? Mektep kelimesinin anlamı ve mektep ile ilgili sözler.

Mektep, İslâm ülkelerinde ve özellikle Osmanlılar’da çocuklara temel eğitimin verildiği yerdir.

MEKTEP NEDİR?

Sözlükte “yazmak” anlamındaki ketb kökünden mekân ismi olan mekteb (çoğulu mekâtib) “okul” demektir; daha çok mektebe şeklinde kütüphane için de kullanılır.

Araplar okula küttâb da demişlerdir. Hz. Peygamber (s.a.s.) devrinden beri okuma yazma veya Kur’an öğretilen okullara küttâb denilmiştir.

19. yüzyıldan itibaren mektep kelimesi, geniş anlamda ve bugünkü okul karşılığında hemen hemen bütün eğitim kurumlarının başına getirilerek kullanılmıştır. Ayrıca İslâm dünyasında mektep kelimesinin “branş” (mekteb-i felsefe), “ekol” (mekteb-i Meşşâiyyûn, mekteb-i revâkıyyûn), “tâlim” (mekteb-i İslâm), “büro” (mektebü’l-berîd), “ajans” (mektebü’l-enbâ) ve “ticarethane” mânalarına geldiği de bilinmektedir.

Tarihte bilinen en eski mekteplere yazının icat edildiği Mezopotamya’da rastlanır.

İSLAM TARİHİNDE MEKTEP

Mekke ve Medine’de Araplar’dan okuyup yazan kimselerin sayısı azdı. Hicretten sonra burada konumu pek belli olmamakla beraber bir mektep müessesesinin varlığı açıkça görülmektedir. Hz. Peygamber’in (s.a.s.), Bedir esirlerinden her okuma yazma bileni bunu on Müslüman çocuğuna öğretmesi karşılığında serbest bıraktığı bilinmektedir.

Hulefâ-yi Râşidîn devrinde ve özellikle Hz. Ömer zamanında bu tür okullar yaygınlaşmıştır; onun getirdiği yenilikler arasında mektep tesisi ve muallimlere maaş bağlanması da sayılmaktadır. Emevî ve Abbâsî devirlerinde mektepler gelişerek devam etmiştir.

Mekteplerin hepsinin ilk dönemlerden itibaren özel bir binaya sahip olmadığı şüphesizdir; genellikle hocalar mahallenin mescidinde bir ders halkası kurarlardı. Ancak erken sayılabilecek bir devirde camilerin yanında müstakil mekteplerin yapıldığını söylemek mümkündür. Çocuklar mektepte okuma yazma öğrendikten ve Kur’an’ı hatmettikten sonra daha ileri seviye derslerine mescidlerde devam ederlerdi. Mektebe giden çocuklar yanlarında yazı yazacakları bir levha götürürler ve bunu temizlemek için su dolu bir kaba daldırıp bir bezle silerlerdi. Bu su silinen yazılara hürmeten deniz, kuyu veya bir akarsuya ya da çiğnenmeyecek şekilde temiz bir çukura dökülürdü.

Mektepleri genellikle halifeler, sultanlar, yüksek dereceli devlet memurları ve zenginler bina eder, öğrenim masrafları için vakıflar kurarlardı. Birçok yerde yetimlere mahsus özel mekteplerin yapıldığı görülmektedir. (İbn Kesîr, XIV, 81, 158) (Kaynak: DİA)

MEKTEP İLE İLGİLİ SÖZLER

Türk köylüsünün ne millî ne de dînî irfânı, modern mektebin yaz boz tahtası hâline getirdiği hedefsiz tedrîsatla bozulmamıştır. (Nihad Sami Banarlı)

***

Konuralp ile Geyikli Baba… Birini mektepte öğrenmiş, öbürünü (…) babamdan dinlemiştim. (Ahmet Hamdi Tanpınar)

***

Mektep bir katlı, duvarları badanasız idi. (Ömer Seyfeddin)

***

Mithat Bey mektepte işleri olduğu için beni bir müddet yalnız bıraktı. (Peyâmi Safâ)

***

Mezarının da şimdiki Hal civârında yeni yapılan bir mektebin altında kaldığını öğrendim. (Ahmet Hamdi Tanpınar)