Maide Suresinin 58. Ayeti Ne Anlatıyor?

KUR’ÂNIMIZ

Mâide suresinin 58. ayetinde ne anlatılıyor? Namazı eğlence ve oyun edinen akılsızlara değinen âyet; Mâide suresinin 58. ayetinin meali ve tefsirini yazımızda okuyabilirsiniz...

Ayet-i kerimede buyrulur:

وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ

Siz namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır. (Mâide, 5/58)

NAMAZI EĞLENCE VE OYUN EDİNEN AKILSIZLAR!

Bilgi:

Müminler için namaz; esenlik, huzur ve kurtuluştur. Namaz Yüce Rabbin huzurunda O'na gönülden bağlanmak ve ibadet etmektir. Namaz müminin Allah ile buluşması, göz aydınlığı ve arınmadır. Yüce yaratıcıya yönelmeye; esenliğe ve namaza çağrı olan ezan ise Müslümanların ortak parolasıdır.

Mümin namaz çağrısını özlemle bekler ve bu çağrıya kulak verir. Ancak müşrik ve kâfirler o çağrıyı, ezanı ve namaz hareketlerini oyun ve eğlence edinirler. Müşrik ve kâfirler ibadetin yüceliğini kavramaktan ve imandan yoksundurlar. Onlar akıllarını kullanmamaktadırlar. Akıllarını kullansalardı böyle davranmazlardı.

Mesaj:

Müslüman kişi, kâfirlerin yaptıklarını yapmaktan kaçınır, ezan ve namazla alay etmez.

Kelime Dağarcığı:

Hüzüven: Alay, eğlence.

La‘ib: Oyun.

Kaynak: Diyanet, Kur'an-ı Kerim'den Serlevha Ayetler

TEFSİR

  1. Siz ezan okuyup namaza dâvette bulunduğunuz zaman onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Çünkü onlar, akletmeyen ve gerçeği anlamayan bir topluluktur.

Dost edinmeniz yasaklanan o kâfirler ve Ehl-i kitap, Müslümanları namaza çağırmak için ezan okuduğunuz zaman o ezan veya namazı eğlence ve oyun mevzuu yapar, onunla alay ederler. Bu da bunların akılsız bir toplum olmalarından kaynaklanır. Bu yüzden onlar, boş sözlere kulak verir, mânasız çanları dinlerler de tevhide, namaz ve kurtuluşa çağıran yüksek mânalı güzel ezanlardan hoşlanmazlar.

Bu âyet-i kerîme de özellikle Allah Resûlü (s.a.s.)’in müezzini namaz için ezan okuyup da Müslümanların Mescid-i Nebevî’ye doğru gitmeleri üzerine yine yahudiler alay yollu bir şekilde: “Kalktılar, kalkamaz olasıcalar; namaz kıldılar, kılamaz olasıcalar; rûkû ettiler, edemez olasacılar” dediler. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 202; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XII, 29)  Başka bir rivayette de müşriklerin ve Yahudilerin özellikle Müslümanlar secdede iken onlara güldükleri, secde ile veya Müslümanların secdedeki halleriyle alay ettikleri belirtilmektedir. (Kurtubî, el-Câmi‘, VI, 224)

Yine rivayete göre Medine’de bir Hristiyan varmış, müezzinin “Şâhitlik ederim ki, Muhammed Allah’ın Resulüdür” dediğini işittiği zaman “Allah yalancıyı yaksın” dermiş. Bir gece hizmetçisi elinde bir ateş ile odasına giderken bir kıvılcım sıçramış, hane halkı da uykuda imiş, derken bir yangın çıkmış, Hristiyan da bütün âilesi ile beraber yanmış gitmiş, bu âyet de bunun üzerine inmiştir. (Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 203)

Bu âyet öncelikle ezanın meşrûluğuna, ikinci olarak da onunla alay etmenin ve onu hafife almanın küfür olduğuna delalet etmektedir. Bunun için ezana icâbet etmek vacibtir. Ezanın sözleri ve tertibi ise sünnetle belirlenmiştir.

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri, kuranvemeali.com