Kurbiyyet Ne Demek?

NE NEDİR?

Kur­biy­yet: Ya­kın­lık anlamına gelir.

KURBİYYET KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Şâh-ı Nakşibend Hazretleri buyurur:

“Rasûlullah (s.a.v) bir hadîs-i şerîfte; «Ezâ verecek şeyi yoldan kaldırınız. »84 buyurmuşlardır. Hadîs-i şerîfte bahsedilen «ezâ verecek şey»den kastedilen; nefsânî arzulardır. «Yol»dan murâd ise «Hak yolu»dur.

Nefsine bas ve yüksel! Hakkʼa kurbiyyet/yakınlık dâiresine girmek istersen, önce nefsânî arzularını terk et!”

*****

Süleyman Çelebi merhum, namazın bu husûsiyetini ne güzel ifâde

eder:

Her kaçan kim bu namazı kılalar,

Cümle gök ehli sevâbın alalar…

Çünkü her türlü ibâdet bundadır,

Hakk’a kurbiyyetle vuslat bundadır…

*****

Namazla kazanılacak kemâlât, huzûr, sükûn, itmi’nân ve kurbiyyet, hiçbir ibâdetle kazanılamaz. Dünyâda namazın rütbesi, âhırette Cenâb-ı Hakk’ı görmenin rütbesi gibidir. Zîrâ dünyâda kulların Allâh’a en yakın

olduğu an, namaz anlarıdır. En ince lezzetler ve mânevî tecellîler, namazdadır. Denilebilir ki bütün ibâdetler, âdetâ kulu namaza hazırlamak için birer basamak mesâbesindedir.

*****

Peygamberler olmak üzere bütün velîler, sâlihler ve sâdıklar, darlıkta ve bollukta, kederde ve sevinçte

dâimâ Cenâb-ı Hakk’a ilticâ etmişler ve O’na niyâz hâlinde bulunmuşlardır. Çünkü Peygamberlerde de “zelle”15 bulunması sebebiyle, duâ ve istiğfârdan müstağnî kalabilecek hiçbir kul tasavvur olunamaz. Duâ ve istiğfâr, gerçek mâhiyetiyle derûnî bir nedâmet ve ilticâ mânâsını ihtivâ ettiğinden, Allâh’a kurbiyyetin en müessir vâsıtasıdır. Arapça’da namazın, duâ mânâsına gelen “salât” kelimesi ile ifâde edilmesinin bir hikmeti de, onun en şümûllü bir duâ ve niyâz mâhiyetinde olmasıdır.