Küfür Nedir?

NE NEDİR?

Küfür ne demektir? Küfür kelimesinin sözlük anlamı nedir? Kur’an-ı Kerim’de küfür kaç yerde geçer? Küfür kelimesinin anlamı ve küfür ile ilgili ayetler.

Küfür, “Allah’ın varlığını, birliğini kabul etmeme, dînin esaslarına inanmama” demektir.

Din adına tebliğ ettiği konularda peygamberi tasdik etmemek, onaylamamak anlamında bir terim.

KÜFÜR NEDİR?

Sözlükte “örtmek, gizlemek; nankörlük etmek” gibi mânalara gelen küfr (kefr, küfûr, küfrân), terim olarak genellikle “Allah’tan alıp din adına tebliğ ettiği hususlarda peygamberi tasdik etmemek, ona inanmamak” diye tanımlanır. (Teftâzânî, Şerḥu’l-ʿAḳāʾid, s. 189)

Küfrü benimseyene “fıtrî yeteneğini köreltip örten” anlamında kâfir denilir. “Bilmemek, yadırgamak” mânasındaki nükr kökünden türetilen ve “kabul etmemek, reddetmek, hoş görmemek” anlamına gelen inkâr da küfür karşılığında kullanılmakta olup bu tavrı sergileyene münkir adı verilir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “kfr”, “nkr” md.leri; Lisânü’l-ʿArab, “kfr”, “nkr” md.leri). Arapça kâfir veya Farsça gebrden (ateşe tapan) alınıp Türkçe’de kullanılan gâvur kelimesi de inanmayanı ifade etmektedir.

KÜFÜR KUR’AN’DA GEÇİYOR MU?

Kur’ân-ı Kerîm’de küfür kavramı kök halinde kırk bir yerde geçmektedir.

Kur’an’da kâfirlerin Allah’ı inkâr etmeleri (en-Nisâ 4/136, 150; et-Tevbe 9/54; en-Nahl 16/106), O’na oğul isnat etmeleri (el-Mâide 5/72-73; et-Tevbe 9/30), yolundan yüz çevirmeleri (en-Nisâ 4/167), ulûhiyyetinde ortak tanıyarak şirke düşmeleri (Âl-i İmrân 3/151; el-Beyyine 98/1, 6) yanında O’nun âyetlerini (el-En‘âm 6/39; el-Enfâl 8/31), peygamberlerini (en-Nisâ 4/42; Yûnus 10/2; er-Ra‘d 13/42-43) inkâr ettikleri, bunlara ulûhiyyet pâyesi verdikleri (el-Mâide 5/17), Hz. Peygamber’in tebliğ ettiklerini, Kur’an’ı (el-İsrâ 17/41, 46; Meryem 19/73, 77; el-Enbiyâ 21/2-3), melekleri (en-Nisâ 4/136), öldükten sonra dirilmeyi (Yâsîn 36/78-79) ve âhireti (el-A‘râf 7/45; Hûd 11/7, 19) reddettikleri belirtilmek suretiyle ferdi küfre götüren inançlara açıklık getirilmiştir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’de inanmak veya inkâr etmekte insanların irade hürriyetine sahip bulundukları belirtilirken (el-Kehf 18/29) Allah’ın küfre rızâ göstermeyeceğine dikkat çekilmiştir. (ez-Zümer 39/7) Kur’an’da, kâfirlerin inanmamaktaki ısrarlı tavırlarına rağmen inanacakmış gibi Resûl-i Ekrem’den defalarca mûcize göstermesini istedikleri bildirilmiş (el-En‘âm 6/37, 109; el-İsrâ 17/90-95), çeşitli âyetlerde, düşünüp ibret almak suretiyle inanmalarını sağlamak için kendilerine gösterilen misallerden bahsedilmiştir. (el-En‘âm 6/65; Yûnus 10/5-6, 67; Yûsuf 12/105; er-Ra‘d 13/2-4; er-Rûm 30/20-28) Her şeye rağmen küfürde ısrarlı olanların amellerinin boşa çıkarılacağı (el-Mâide 5/5; el-A‘râf 7/147; ez-Zümer 39/65; Muhammed 47/8), kâfir olarak ölenlerin âhirette hiçbir şekilde kurtulamayıp acıklı bir azapla karşılaşacakları (Âl-i İmrân 3/91; el-Mâide 5/36; el-Meâric 70/11-18), cehennemde ebedî olarak kalacakları ve azaplarının hafifletilmeyeceği belirtilmiştir. (el-Bakara 2/161-162) Kur’an’da tohumu toprağa atıp gizleyen çiftçilerden (küffâr) bahsedilirken (el-Hadîd 57/20) ve Allah’a şükredip nankörlük edilmemesi emredilirken de (el-Bakara 2/152; er-Rûm 30/34) küfr kökünün türevlerinin sözlük anlamıyla kullanıldığı görülmektedir. (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “kfr” md.)

Kaynak: DİA