Kudüs İşgal Altındayken Nasıl Olur Da Bir Müslüman Gülebilir?

ÜMMET

Selahaddin Eyyûbî, Kudüs’ün fethi için gece gündüz düşünüp ıstırap içinde kıvranırken şöyle dedi: “Kudüs işgal altında iken nasıl olur da bir Müslüman gülebilir? Kudüs işgal altında iken nasıl olur da bir Müslüman rahat yemek yeyip, rahat su içip, rahat uyku uyuyabilir? Böyle bir şey mümkün mü?”

“1186’da Mısır, Suriye, Kuzey Mezopotamya ve kısmen Filistin’de olmak üzere güçlü bir devletin başına geçen Selahaddin Eyyûbî, Kudüs’ün fethi için gece gündüz düşünüp ıstırap içinde kıvranır. Bu büyük fethin gerçekleşmesi için yemin edip var gücünü ortaya koyar ve gönlünün derinliklerinden gelen bir büyük azimle der ki:

“Kudüs işgal altında iken nasıl olur da bir Müslüman gülebilir? Kudüs işgal altında iken nasıl olur da bir Müslüman rahat yemek yiyip, rahat su içip, rahat uyku uyuyabilir? Böyle bir şey mümkün mü?”[1]

DÂVÂSI-DERDİ OLAN KAHRAMAN OLUR

İnsan, yüreğinin uzanabildiği ölçüde büyük adamdır. Sadece kendi derdine ve menfaatine kilitlenen kimsenin çapı, kendi küçük dairesi kadardır. İnsan bu daire içerisinde yaşar ve ölürse, küçük bir adam olarak yaşamış ve öylece de ölmüş olur. Büyük kahramanlar ise kendilerini aşmış kimselerdir.

[1] İbrahim Refik, Tarih Şuuruna Doğru, I, 69.

Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları