Korku mu Fazla Olmalı Ümit mi?

İbadet Hayatımız

Allah'a karşı (c.c) havf ve reca yani korku ve ümit içerisinde olmanın dengesi nedir?

Böyle bir durumda, gaflet ehlinin daha da beter şekilde günaha dalması iki aşırı uca kaçmasından kaynaklanır:

  • Aşırı ümit
  • Aşırı yeis

Aşırı ümit;

“–Nasıl olsa Allah Ğafûr’dur, Rahîm’dir! Bir gün tevbe ederim.” diye tevbeyi ertelemek ve daha fazla günah işlemeyi kâr zannetmektir. Bir de kendisinden daha beter durumdaki günahkârlara bakar ve kendi günahının daha hafif olduğunu düşünerek, güya vicdanını rahatlatır, kendini kandırır.

Hâlbuki Abdullah İbn-i Mes‘ûd -radıyallâhu anh- bir mü’minin günahını nasıl görmesi gerektiğini şöyle ifade buyurmuştur:

“Mü’min; günahını, altında oturduğu ve sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağ gibi (büyük ve ağır) görür. Bu koca dağ üzerime düşer mi, diye korkar durur.

Fâcir (günahkâr) ise; günahını, burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi (ehemmiyetsiz) görür.” (Buhârî, Deavât, 4; Müslim, Tevbe, 3)

Aşırı yeis de;

“–Artık ben Allâh’ın affetmeyeceği bir kul oldum. Bundan sonra tevbe etmeye çalışsam da nâfile! Boşuna uğraşmaya gerek yok!” şeklinde tezâhür eder.

Her ikisi de şeytanın telkinidir.

Âyet-i kerîmede buyurulur:

“De ki: Ey kendi nefislerine karşı israf eden, kendi aleyhine haddi aşan kullarım! Allâh’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (ez-Zümer, 53)

Bu âyet-i kerîme ümit telkin eder, bu sebeple bu âyeti cenâzelerde de okurlar. Hâlbuki devamında bu mağfiretin şartı şöyle ifade buyurulmaktadır:

“Size azap gelip çatmadan önce Rabbiniz’e dönün, O’na teslim olun, sonra size yardım edilmez.

Siz farkında olmadan, ansızın başınıza azap gelmezden önce, Rabbiniz’den size indirilenin en güzeline (Kur’ân’a) tâbî olun.” (ez-Zümer, 54-55)

Demek ki;

Sonsuz mağfireti temennî edebilmek için, Allâh’a yönelmek, O’na teslim olmak, Kur’ân’a ve onun tefsiri olan Sünnet’e tâbî olmak, yani İslâm’ı yaşamak ve yaşatmak lâzımdır. «Bunu yapamam» diye ümit kesme, yoluna gir, adım adım yaklaş. Sen bir adım attıkça, Mevlâ on kat seni yaklaştıracaktır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2019 Ay: Aralık, Sayı: 178