"Buyurun Gelin! Şehirlerimizi Sizler İdare Edin!"

Kıssâlar

Osmanlı’nın adalet anlayışı öylesine ince idi ki askerler, savaş halindeyken kalenin diğer tarafında bulunanlarla, onların talepleri doğrultusunda bir ticaret yapınca, Konya halkı, kalenin kapılarını bu adalete açmaktan şeref duydu. İşte Konya'nın fethi...

Dış siyâsetinde olağanüstü başarılar sergileyen Bâyezîd Han, Anadolu birliği yolunda da büyük adımlar attı. Beyliklerin en büyüğü olan Karamanoğulları’nın büyük bir kısmını Osmanlı’ya ilhâk etti. Ancak bu ilhâk, ahâlînin kendi isteğiyle gerçekleşti. Nitekim Âşık Paşazâde bu hakîkati şöyle anlatır:

KONYA'NIN FETHİ ÂDİL TİCARETLE OLDU

“...Bâyezîd Han, Konya önlerine geldiğinde, şehrin kapıları kapatıldı. Ancak harman vakti olduğundan, Konya ovasında her tarafta arpa ve buğday yığınları vardı. Halk, telâşla kaleye sığındığı için bunları içeri alabilmeleri mümkün olmamıştı. Bunu gören Yıldırım Hân’ın askerleri, hisar dibine yaklaşarak Konya halkına seslendiler:

“–Gelin, bize arpa ve buğday satın; atlarımıza yedirelim!” Dediler.

Halktan birkaç kişi:

“–Bakalım dedikleri doğru mu?” Diyerek kaleden çıkıp Osmanlı ordusunun yanına geldi.

Durumdan haberdar olan Bâyezîd Han, her ihtimâle karşı askerlerine şu tâlimâtı verdi:

“–Bunlar bizim Müslüman kardeşlerimizdir. Sakın ola kimseye zulmetmeyin! Kul hakkına riâyetkâr olun; arpa sahipleri, kendi muradlarınca satsınlar!..” Dedi.

"BUYURUN GELİN! ŞEHİRLERİMİZİ SİZLER İDARE EDİN!"

Böylece gelenler, kendi arzuları is­ti­kâ­metinde ve talep ettikleri fiyatla satış yaptılar. Akçelerini de alarak hiç ummadıkları şekilde büyük bir memnûniyetle kaleye döndüler. Konya halkı, bu gözler yaşartan adâlet ve insanlığı görünce, şehrin kapılarını kendi istekleriyle ardına kadar açtı ve Osmanlı’yı içeriye buyur etti. Bu hâdiseyi duyan etraftaki diğer bâ­zı şehirler de, elçiler gönderip Osmanlı’yı beldelerine dâvet ettiler:

“–Buyurun, gelin! Şehirlerimizi sizler idâre edin!” Dediler.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş/ Osmanlı/ Erkam Yayınları