Kıyamet ile İlgili Hadisler

HADİSLER

Kıyamet ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimizin (s.a.v.) kıyamet hakkındaki bazı hadisleri.

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin kıyamet ile ilgili hadis-i şerifleri.

Ebû Hüreyre (radıyallahu anh) şöyle anlatır:

Resûl-i Ekrem, bir yerde sahâbîleriyle konuşurken bir bedevî çıkageldi ve:

“–Kıyâmet ne zaman kopacak?” diye sordu.

Resûlullah sözlerini kesmeden konuşmalarına devam ettiler. Bunun üzerine sahâbîlerden biri:

“–Bedevînin sorusunu duydu, fakat soruyu beğenmedi.” dedi. Bir başkası da:

“–Hayır, soruyu duymadı.” dedi. Resûlullah konuşmalarını bitirince:

“–Kıyâmet hakkında soru soran nerede?” buyurdular. Bedevî:

“–Buradayım, yâ Resûlâllah!” dedi.

“–Emanet zâyî edildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular. Bedevî:

“–Emanet nasıl zâyî olacak?” diye sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz de:

“–Emanet ehil olmayan kimseye verildiği zaman kıyâmeti bekle!” buyurdular. (Buhârî, İlim 2, Rikāk 35)

***

Câbir bin Abdullah (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Resûlullah bir defasında hutbe verirken gözleri kızardı, sesi yükseldi ve hiddeti arttı, öyle ki sanki bir orduyu uyarıyor,

‘Sabah ya da akşam ansızın baskına uğrayabilirsiniz!’ diyordu. Şehâdet parmağı ile orta parmağını birleştirip

‘Ben ve kıyamet şu ikisi gibi (yakın) gönderildim.’” buyurdu. (Müslim, Cum’a, 43)

***

Ebu’z-Zübeyr’in (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Câbir bin Abdullah (radıyallahu anh), Hz. Peygamber’i (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat etmeden bir ay önce şöyle derken işitmiştir:

“Siz bana kıyameti soruyorsunuz? Onun bilgisi sadece Allah katındadır.” (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 218)

***

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Zaman yakınlaşmadıkça kıyâmet kopmaz! Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat gibi, saat de saman alevi gibi veya kibritin tutuşup hemen sönmesi gibi (kısa) olur.” (Tirmizî, Zühd, 24/2332)

***

Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:

“Kıyâmetten önce husûsî selâm zuhûr eder. (Kişi sadece tanıdıklarına selâm verir veya bir cemaatin yanına gelince oradaki belli kişilere selâm verir.) Ticaret iyice yayılır; hattâ kadın, ticaret hususunda kocasına yardım eder. Akrabalarla bağlar kesilir, yalan şahitlik zuhûr eder, hak üzere şahitlik yapılmayıp gizlenir ve (dünyevî ilimlerin yaygınlaşması sebebiyle) kalem zuhûr eder, (insanlar dînî ilimlerde câhil, dünyevî ilimlerde âlim olurlar).” (Ahmed, I, 407, 419; Hâkim, IV, 110/7043)

“Kıyâmet alâmetlerinden biri de kişinin sadece tanıdığı kimseye selâm vermesidir.” (Ahmed, I, 405. Krş. Abdürrazzak, Musannef, III, 154)

***

Huzeyfe bin Esîd el-Gıfârî (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Bir gün biz kendi aramızda konuşurken Peygamber geldi ve

‘Ne müzakere ediyorsunuz?’ diye sordu. Ashâb,

‘Kıyamet hakkında konuşuyoruz.’ dediler. Bunun üzerine Resûlullah,

‘Siz şu on alâmeti görmedikçe, kıyamet kopmayacaktır.’ buyurdu ve şunları saydı:

‘Duman, Deccâl, Dâbbe, güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın yeryüzüne inmesi, Ye’cûc ve Me’cûc, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç büyük çökmenin yaşanması ve son olarak Yemen’den çıkıp insanları haşrolacakları yere sürecek bir ateş.’” (Müslim, Fiten, 39)

***

Ebû Hüreyre’nin (radıyallahu anh) naklettiğine göre, Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman kısalmadıkça, karışıklıklar ortaya çıkmadıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz.” (Buhârî, İstiskâ, 27)

***

Enes bin Mâlik’in (radıyallahu anh) anlattığına göre,

Bir adam Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi ve sellem),

“Kıyamet ne zaman kopacak yâ Resûlallah?” diye sordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber(sallallahu aleyhi ve sellem),

“Onun için ne hazırladın?” buyurdu. (Buhârî, Edeb, 96)

***

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:

“Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun ki, imâmınızı (devlet başkanınızı) öldürmedikçe, kılıçlarınızı çekip birbirinizle savaşmadıkça ve dünyanıza şerirleriniz vâris olmadıkça kıyâmet kopmaz.” (Tirmizî, Fiten, 9/2170)

“Fırat Nehri’nin suyu çekilip, aktığı yatakta bulunan bir altın dağı meydana çıkmadıkça ve «kurtulup kazanan ben olayım» diye birbiriyle çarpışan her yüz kişiden doksan dokuzu ölmedikçe kıyâmet kopmaz.” (Buhârî, Fiten, 24; Müslim, Fiten, 29)

***

Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır:

“Müslümanlarla Yahudîler savaşıp, Müslümanlar onları öldürmedikçe kıyâmet kopmaz! Hattâ bir Yahudî bir taşın ve ağacın ardına saklanır; ağaç veya taş:

«‒Ey Müslüman, ey Allâh’ın kulu! İşte bir Yahudî! Arkamda saklanıyor, gel ve onu öldür!» der. Ancak Ğarkad ağacı hâriç. Çünkü o, Yahudîlerin ağaçlarındandır.” (Müslim, Fiten, 82. Bkz. Buhârî, Cihâd 94, Menâkıb 25)

***

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“Hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyâmet kopmaz. Bu ateş Busrâ’daki develerin boyunlarını aydınlatacaktır.” (Buhârî, Fiten, 24; Müslim, Fiten, 42)

***

Yine Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle demiştir:

“Hazret-i Âdem’in yaratıldığı zamandan kıyâmetin kopacağı âna kadar Deccâl’den daha büyük bir fitne yoktur.” buyurmuşlardır. (Müslim, Fiten 126)