Kıyâmet Günü İlk Hesaba Çekilenler
Kıyâmet günü, ilk olarak aleyhlerinde hükmedilen insanlar kimlerdir? Hadisi şerifi nasıl anlamalı ve amel etmeliyiz?
Allâh’a kulluk niyetiyle îfâ edilmesi gereken amellere riyâ karıştığında, o artık Cenâb-ı Hakk’ın rızâsı yerine gazabına sebep olan ağır bir cürme dönüşür. Bu hakîkati ifade eden şu hadîs-i şerîf ne kadar ibretlidir:
“Kıyâmet günü, ilk olarak aleyhlerinde hükmedilen insanlar şunlardır:
Birincisi; şehîd edilen kimsedir. O, Allâh’ın huzûruna getirilir. Allah ona bahşettiği nîmetleri anlatır. O da bunları îtiraf eder. Cenâb-ı Hak:
«–Öyleyse bunlara karşılık ne yaptın?» diye sorunca adam:
«–Yâ Rabbi! Senʼin uğrunda şehîd edildim.» der.
Allah Teâlâ buyurur ki:
«–Yalan söyledin! Sen yalnızca, korkusuz ve cesur denilsin diye harbettin. Gerçekten, öyle de denildi.»
(Sonra) onun hakkında emredilir ve ateşe atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.
İkincisi; ilim öğrenen, başkalarına da öğreten, ayrıca Kur’ân okuyan adamdır. O da huzûra getirilir. Allah kendisine olan nîmetlerini anlatır. O da îtiraf eder. Cenâb-ı Hak:
«–Bunlara karşılık ne yaptın?» diye sorunca adam:
«–İlim tahsil ettim. Onu başkalarına da öğrettim. Senʼin uğrunda Kur’ân da okudum.» der.
Allah Teâlâ buyurur ki:
«–Yalan söyledin! Sen ilmi, ancak âlim denilsin diye öğrendin; Kur’ânʼı da ancak, o kārîdir (kıraat ehlidir) denilsin diye okudun. Gerçekten, öyle de denildi.»
Sonra hakkında emrolunur ve ateşe (yani Cehennem’e) atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.
Üçüncüsü; Cenâb-ı Hakk’ın kendisini (imkân bakımından) genişlettiği, malın her çeşidinden verdiği adamdır. O getirilir. Allah ona verdiği nîmetlerini anlatır. O da bunları îtiraf eder. Allah Teâlâ:
«–Öyleyse bunlara karşılık ne yaptın?» diye sorunca adam:
«–Hakkında infâk edilmesini emir buyurduğun hiçbir yol bırakmadım. Malımı ancak Senʼin yolunda harcadım.» der.
Cenâb-ı Hak buyurur:
«–Yalan söyledin! Onları ancak, cömerttir denilesin diye yaptın. Nitekim öyle de denildi.»
Sonra hakkında emredilir ve Cehennem’e atılıncaya kadar yüzüstü sürüklenir.” (Müslim, İmâre, 152)
Velhâsıl beden için ruh ne ise, amel için ihlâs da odur. Sâlih amellerde kalbin kıblesi Cenâb-ı Hak değil de fânîler olursa, o amellerden dolayı da tevbe-istiğfâr etmek gerekir. Zira ihlâssız amel, hem faydasız bir yorgunluktan ibârettir hem de gazab-ı ilâhîyi celbeden mânevî bir felâkettir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2025 – Mayıs, Sayı: 471