Kime Öğüdün Güzel Kokusu Fayda Vermezse

İHSAN

Öğüt; bir kimseye doğru, uygun bir yol göstermek, özellikle kötü davranışlardan sakındırmak için şu ya da bu şeyi yapması ya da yapmaması konusunda söylenen sözdür. Öğüt kime fayda verir, kime fayda vermez?

Mevlânâ Hazretleri buyurur:

“Mayıs böceği dâimâ pislik taşır durur. Bu yüzden de gül suyundan bayılır. Onun ilâcı yine pis kokulu şeylerdir. Çünkü ona alışmıştır.

Allah için insanlara nasihat edenler de, kasvetli kişiyi, kendisine bir kapı açılması, iyileşmesi ve şifâ bulması için, amber gibi, gül suyu gibi hikmetli ve güzel sözlerle tedavi etmek isterler.

Kime öğüdün güzel kokusu fayda vermezse, muhakkak onun burnu, kötü kokulara alışmıştır.

Sen de nurdan, öğütten, iyilik ve güzellikten nasibini al!.. Burnunu pisliğe sokma da, mayıs böceği olma! İnsan ol, insan!”

ÖĞÜDÜN FAYDA VERMEDİĞİ KİŞİ

Âlemde cinsler ve onların bulundukları çevre arasında dâimî bir câzibe kânunu vardır. Meselâ bülbül, çayır ve çimenlerden ve bir mûsikî gibi akan pınarlardan, yani rûha ferahlık veren lâtif manzaralardan hoşlanır. Teressübat (pislik) böceği fıtratındakiler ise, necâsetten, yani süfliyat, ahlâksızlık, fesat ve nifaktan zevk alır.

Lâğım fâresi, gıdâsını lâğımdan aldığı gibi; sefih insanlar da sefâletlerini saâdet zannederler. Sefâlete alıştıkları için kendilerini gerçek saâdete ulaştıracak vesîlelerden inatla kaçarlar.

Mevlânâ Hazretleriʼnin şu ifadeleri de bu gerçeğe işaret eder:

“Ey necâset böceği! Gül bahçesinden kaçıyorsun; ama senin bu nefretin, gülistanın ihtişâmına delâlet eder!..”

Dolayısıyla hikmeti ahmakların idrâk etmesi imkânsızdır. Onlara hikmet öğretmeye kalkışmak, hikmete zulmetmektir; emek ve vakit israfıdır. Bereketli nisan yağmurlarının çöle veya sert kayalar üzerine yağıp heder olması gibi, beyhûde bir çaba ve faydasız bir yorgunluktur.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hz Mevlana, Erkam Yayınları