Kibriya Ne Demek?

NE NEDİR?

Kibriya: Büyüklük, ululuk, azamet anlamlarına gelmektedir.

KİBRİYA KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Rasûl-i Kibriyâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Kuss bin Sâide hakkında şöyle buyurdular:

“Allâh Teâlâ, Kuss bin Sâide’ye rahmet eylesin! O kıyâmet günü ayrı bir ümmet olarak ba’solunacaktır!” (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 239)

*****

Ne kahrı dest-i âdâdan, ne lûtfu âşinâdan bil,

Umûrun Hakk’a tefvîz et, Cenâb-ı Kibriyâ’dan bil!

*****

“Gönül, Cenâb-ı Kibriyâ’nın nazargâhıdır.” buyurur. Îmân bir gönül işidir. Merhamet bir gönül meyvesidir. Yeryüzündekilere merhamet edelim ki, gökyüzündekiler de bize merhamet etsin. Sınırsız kuvvet ve kudret sâhibi Rabbimiz bize acısın ve bizi affetsin.

*****

Gurur, kibir, ucub/kendini beğenmek ve insanları hakir görmek; kökü Cehennemʼde olan çirkin huylardır. Kibriyâ sıfatı, yalnız Hak Teâlâ’ya mahsustur. Bunun içindir ki Rabbimiz, aslı yokluk ve hiçlik olan, yani sıfır

sermaye ile insan olarak yaratılan kulun, kendisine varlık ve benlik izâfe etmesine, kendisini diğer kullardan üstün görüp başkalarını hakir görmesine son derece gazaplanmış ve:

“Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) ne yeri yarabilir, ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin!” (el-İsrâ, 37) buyurmuştur.