Keşf ve Mükâşefe Ne Demektir? Bunlarla Amel Olunur mu?

Tasavvuf

Keşf ve mükâşefe ne demektir? Bunlarla amel olunur mu? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

Keşf, perdenin açılması ve yükselmesi sûretiyle bâzı şeylere muttalî olmak, gizli olan birtakım husûsların zâhir ve açık hâle gelmesi, gayb olan şeylerin meşhûd olmasıdır. Yâni karanlık bir gecede çakan bir şimşeğin ortalığı aydınlatması gibi, keşf de ânî bir aydınlanma ile bâzı örtülü ve karanlık şeyleri ortaya çıkarır.

Keşf, genellikle belli riyâzat ve mücâhede sonucu birtakım kâbiliyet ve melekelerin iyice geliştirilmesi ve rûhî bâzı güçlerin meydana çıkarılmasıdır. Bugün insanlarımızın çoğu, mücâhede ve riyâzat sonucu rûhânî lezzetlere, keşf ve kerâmetlere ermeyi umar. Hâlbuki mücâhede ve riyâzat, vecd ve keşf, asla gâye değil, belki vâsıtadır. Halk, Allah’a yakınlıkta hiçbir anlam ifâde etmediği hâlde keşf ve mükâşefeyi kemâl alâmeti olarak görür. Hâlbuki keşf, bir istîdâd işidir.

Keşf ve ilhâm, sâhibini bağlayan bir bilgi kaynağı olarak değerlendirilir. Dînî hükümlerle çatışmayan keşfî ve ilhâmî bilgilerle kişinin kendisi amel edebilir, ama bu bilgiler başkalarını bağlamaz.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları