Kendini Tanımak Güç mü?

Hikâyeler

Hadîs-i şerifte “Nefsini bilen, Rabbini bilir.” buyrulmuştur. Bu beyân, insanın kendini tanıması ve değerini takdir husûsundaki güçlüğün ifadesidir.

Hazreti Mevlânâ Mesnevî'de “Zavallı insan! Kendini gereği gibi bilemedi, tanıyamadı. Çok öteler­den, yücelerden, ezel âleminden geldi; bu noksanlar âlemine, bu kirli dünyaya düştü.”

“İnsan kendisini ucuza sattı. O, çok değerli atlas bir kumaş gibi idi; tut­tu, kendini bir hırkaya yamadı.” (c.3, 1000-1001)

Gerçekten insanın, halifetullah olmak itibâriyle hâiz bulunduğu değer, lâyıkıyla takdir edilebilse süflî davranışlara iltifattaki çirkinlik kolayca kavranır ve onlardan içtinab etmenin lüzûm ve ehemmiyeti anlaşılır.

Lâkin çoğu kimse menşeindeki ulviyet ve mükemmelliği kavrayamadığından, kendisine yakışıp yakışmadığını tartıp ölçemeyerek, süflî işlere tevessülden kendini koruyamaz. Bu sûretle aşağıların aşağısına (belhüm edall’e) doğru sürüklenir.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Âb-ı Hayat Katreleri, Erkam Yayınları