Kendini Arayan Adamın İbret Verici Kıssası

Kıssâlar

Tevbe ile yeni bir hayata kavuşmak, iyiye, doğruya ve güzele ulaşmak İslâm’ın büyük nimetlerindendir. Samimiyetle tevbe edenleri Rabbimiz asla reddetmez.

Günahlar ne kadar çok ne kadar büyük olursa olsun, onlardan kurtulmanın mutlaka bir yolu vardır. Bir kimse, Allah’ı inkâr etmedikten sonra samimi bir tevbe ile günahını affettirmesi her zaman mümkündür. Ramazan-ı şerif’in son on günü cehennemden âzâd edilme günleri olarak bildirilir hadislerde.

ÜMMET İÇİN BÜYÜK MÜJDE

Ümmet için büyük bir müjde olan bu gerçeği Sevgili Peygamberimiz çarpıcı bir misalle hikâye şeklinde anlatmıştır.

Kulun pişmanlığı karşısında Allah Teâlâ’nın geniş merhametini, tevbe ettikten sonra tekrar geçmişteki kötülüklere düşmemek için kötü kimselerden uzak durulması gerektiğini, geçmişte işlemiş olduğu hatâlardan dolayı pişmanlık duyan ve bir çıkış yolu arayan kişinin bu ibret verici  kıssasını Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle anlatıyor:

 “Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Bu zat yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir rahibi gösterdiler.

Adam, rahibe giderek:

«– Doksan dokuz adam öldürdüm. Tevbe etsem kabul olur mu?» diye sordu.

Râhibin:

«– Hayır, kabul olmaz!» cevabı üzerine, onu da öldürdü. Böylece öldürdüğü adamların sayısı yüz’e ulaştı. Sonra yine yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir âlimi tavsiye ettiler. Onun yanına giderek, ‘yüz kişiyi öldürdüğünü’ söyledi ve ‘tevbesinin kabul olup olmayacağını’ sordu.

Âlim:

«– Elbette kabul olur. İnsanla tevbe arasına kim girebilir ki! Sen falan yere git. Orada Allah Teâlâ’ya ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Sakın memleketine dönme. Zira orası fena bir yerdir.» dedi.

Adam, denilen yere gitmek üzere yola çıktı. Yolculuğunu yarıladığında eceli geldi ve vefat etti.

Rahmet melekleri ve azap melekleri, o adamı kimin alıp götüreceği konusunda tartışmaya başladılar.

Rahmet melekleri:

«– O adam tevbe edip kalbiyle Allah’a yönelerek yola düştü,» dediler.

Azap melekleri ise:

«– O adam hayatında hiç iyilik yapmadı ki,» dediler.

Bu sırada insan kılığına girmiş bir melek çıkageldi. Melekler onu aralarında hakem tayin ettiler.

Hakem olan melek:

«– Geldiği yerle gittiği yeri ölçün. Hangisine daha yakınsa, adam o tarafa aittir.» dedi.

Melekler iki mesafeyi de ölçtüler. Gitmek istediği yerin daha yakın olduğunu gördüler. Bunun üzerine onu rahmet melekleri alıp götürdü (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Tevbe 46, 47, 48).

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 283