Kehf Suresi 100. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Kuran Meali ve Tefsiri

Kehf Suresi 100. ayeti ne anlatıyor? Kehf Suresi 100. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Kehf Suresi 100. Ayetinin Arapçası:

وَعَرَضْنَا جَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ لِلْكَافِر۪ينَ عَرْضًاۙ

Kehf Suresi 100. Ayetinin Meali (Anlamı):

O gün biz cehennemi bütün dehşetiyle kâfirlere sunacağız.

Kehf Suresi 100. Ayetinin Tefsiri:

Kıyâmet günü geldiğinde Allah Teâlâ, Ye’cûc ve Me’cûc’u salıverecek, bunlar büyük ve kalabalık bir topluluk oluşturacaklar ve deniz dalgaları gibi birbirine karışacak, âdetâ deniz gibi çalkalanıp duracaklardır. Böyle müthiş bir manzara arzedeceklerdir. Peşinden sûra üflenecek, kıyâmet kopacak, Allah Teâlâ bütün insanları diriltecek, Ye’cûc ve Me’cûc ile birlikte hepsini mahşer yerinde toplayacak ve hesaba çekecektir. Dünya hayatında gözlerini ilâhî hakikatlere, basîretlerini Allah’ın zikrine karşı perdeleyenler, bu gerçekleri görmezden gelenler ve Kur’ân-ı Kerîm’in cehennemle ikaz eden âyetlerini dinlemeye tahammül edemeyen bedbahtlar, mecburi giriş istikâmeti olarak cehennemle yüz yüze getirileceklerdir.

Allah Resûlü (s.a.s.) şöyle buyurur:

O gün cehennem getirilir. Onun yetmiş bin yuları vardır. Kıyâmet gününde her yuların başında Allah’ın onu yarattığı yerden çeken yetmiş bin melek vardır. Cehennem öyle bir yere konur ki, cennete geçebilmek için sırat köprüsünden başka bir yol kalmaz.” (Müslim, Cennet 29; Tirmizî, Cehennem 1)

Hak dostlarından biri, âyetin “onların kalp gözleri bizim zikrimize karşı perdelidir” (Kehf 18/101) kısmını şöyle izah eder:

“Onların baş gözleri, gaflet perdesiyle ibretle nazar kılabilmekten perdelenmiştir. Kalp gözleri, dünya muhabbeti ve şehvet perdeleriyle âhiretin derecelerini ve derekelerini görmekten perdelenmiştir. Sır gözleri, dünya ve âhirete iltifat perdesiyle Yaratıcı’nın âyetlerini müşâhededen perdelenmiştir. Ruh gözleri, mâsivallah perdesiyle Allah Teâlâ’yı zikirden perdelenmiştir. Şu bir hakikat ki, bâtın gözü müşâhedeyle, zâhir gözü ise ibret nazarıyla açılır. Yine zâhirdeki işitme vâsıtası olan kulak, batın kulağına tâbidir. Resûlullah (s.a.s.)’in sünnetlerini ve sâlihlerin sîretlerini dinlemek de, Hak kelâmını dinlemeye dâhildir.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyân, V, 359)

Dolayısıyla âhirette karşılaşılacak o feci âkıbetten kurtuluş için, şimdi fırsat varken gözlerimizi ve gönüllerimizi Allah’ın zikrine; kulaklarımızı da Allah’ın kelâmına açmamız; onları saran kalın perdeleri kaldırmamız gerekmektedir. Aksi takdirde iyi şeyler yaptığımızı zannettiğimiz halde, mahşer günü amelleri boşa çıkmış nâdanlardan olma tehlikesi vardır:

Kehf Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Kehf Suresi 100. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...