Kazakistan, Ukrayna'ya mı Dönüştürülmek İsteniyor?

ÜMMET

Kazakistan'da son günlerde meydana gelen olaylarda Putin'in parmağı olabileceğini savunan Dr. Nurmümin Muhammed, bunun Rusya'nın sonunu getirebileceğini söyledi.

Kazakistan’ın kuzey batısındaki Aktöbe şehrinde 5 Haziran günü silahlı bir grup önce silah dükkânına saldırdı, sonra el koydukları otobüste şehirdeki askeri birliğe saldırmaya çalıştı. O gün ve daha sonraki günlerde yaşanan çatışmalarda birkaç Kazak vatandaşının ve 10’a yakın silahlı grup üyesinin öldürüldüğü ve birkaçının yaralı olarak ele geçirildiği haber verildi.

Söz konusu olaydan sonra Kazakistan’ın da tıpkı Ukrayna’da olduğu gibi Rus ayrılıkçıları tarafından Rusya’nın desteğiyle parçalanmak istendiği şeklinde yorumlar yapıldı. Konuyu Orta Asya uzmanı ve aynı zamanda “Türkistan-DER” Genel Başkan Yardımcısı Dr. Nurmümin Muhammed ile görüştük.

KAZAKİSTAN'DA YAŞANAN ÜÇ ÖNEMLİ GELİŞME

Dünya Bülteni: Kazakistan’da son gelinen durumu bize anlatır mısınız?

Muhammed: Bu kardeş ülkede yaşananlar üç ana gelişmenin sonucudur diye düşünüyorum: Öncelikle Kazakistan’ın kendi içine yaşanmakta olan ve son zamanlarda oldukça gerilen sosyal ve siyasi süreç, öte yandan eski Sovyetler hududundaki gelişmeler ve son olarak dünyada devam eden ekonomik ve siyasi belirsizlik politikaları…

Son bir ayda Kazakistan’da önemli üç gelişme yaşandı: İlk olarak yurt dışındaki off shore şirketlerde Kazak işadamlarının, en önemlisi Kazakistan devlet başkanının kızı ve şu anda Başbakan yardımcısı ve babasının varisi olarak görünen Dariga Nazarbayeva’nın da adının geçmesi. İkinci olarak, arazi yasasında yapılan değişiklere karşı son zamanlarda görülmemiş şekilde toplumsal protestoların ortaya konulması. Son olarak da Aktöbe şehrinde yaşanan silahlı olaylar. Bunları birlikte değerlendirdiğimizde görünmez bir gücün halka şeklinde Kazakistan’ı istikrarsızlığa sürüklemeye çalıştığını söyleyebiliriz.

Dünya Bülteni: Aktöbe şehrindeki silahlı çatışmalara dönersek, faillerin belirlendiğini söyleyebilir misiniz?

Hayır, bu konuda şüpheler devam ediyor. Saldırının hemen ardından Amerika Senatosu tarafından finanse edilen ve Prag’dan eski Sovyetler Birliği sınırlarına yayın yapan Svoboda (Özgürlük) radyosu bu saldırıları Kazakistan’ı Nazarbayev diktatörlüğünden kurtarmak isteyen demokrasi(!) yanlısı örgütün üstlendiğini haber verdi. Amerikan radyosunda haberin kaynağı olarak uluslararası medya kuruluşları denildi ancak net bir kaynak gösterilmedi. Bu çok ilginçtir. Olaydan 5 gün sonra açıklama yapan Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev "Bu dışarıdan emir alan radikal İslamcı kişiler tarafından düzenlenen bir terör eylemidir. 2003 yılından beri idamlar yasak olsa da, saldırıyı gerçekleştirenlere idam cezası verilmesi gerekir. Bu radikaller ülkemizde renkli devrim yapmak istediler” dedi.

Bu haber ve açıklamalar birçok açıdan kafa karıştırıcıdır. Öncelikle saldırıyı üstlenen örgüt hakkında bugüne kadar kimse bir şey bilmiyordu. Açıklamasını da kimse ciddiye almadı. O zaman Amerikan radyosu niye bu habere yer verdi? Nazabayev’in açıklamasında da çelişki yok değil. Açıklamada saldırının dışarıdan yönetildiği söylendi ama net bir adres gösterilmedi. Bir de bunu radikallerin Kazakistan’da renkli devrim yapmak için yaptığı ileri sürüldü. Ancak şu kesindir ki İslami radikal örgütlerin batı tipi renkli devrimlerle işi olmaz. Onlar Arap Baharı denilen ve Tunus’tan başlayarak Mısır ve başka Arap ülkelerinden devam eden devrim olaylarında da işin başında değil, sonunda ortaya çıktılar. Yine bir ilginç nokta Nazarbayev’in bu silahlı olaylardan birkaç hafta önce özel açıklama yaparak ülkesine Ukrayna olaylarını taşımak isteyenlere karşı, en ağır tedbirleri alacağını söylemesiydi.

TECRÜBELİ VE MİLLİ BİR BAŞKAN

Dünya Bülteni: Yani Nazarbayev’in olayların bu şekilde gelişeceğini öngördüğünü mü söylemek istiyorsunuz?

Nursultan Nazarbayev çok deneyimli ve milli bir politikacıdır. Onun yönetiminde Kazak halkı ve devleti adeta yeniden ayağa kalkmıştır. Ancak problem Kazakistan nüfusunun üçten birinin Ruslardan oluşmasındadır. Dünyadaki ve eski Sovyetler Birliği hududundaki ekonomik, siyasi ve sosyal sarsıntıların dalgası Nazarbayev istemese de onun ülkesinde kendini gösterebilir. Burada önemli bir nokta da Kazakistan’ın bir iktidar değişimi arifesinde olmasıdır. Bütün bunlar yeni Kazak devletçiliği için ciddi sınavlardır…

Dünya Bülteni: Size göre Putin yönetimi Kazakistan’da Ukrayna olaylarının tekrarlanmasını isteyebilir mi?

Putin’den bu beklenir, çünkü onu bütün politikaları SSCB olmasa bile Çar Rusluğu düzeyinde bir imparatorluk hayali üzerine kuruludur. Ancak bu aynı zamanda Putin için son oyun da olabilir. Çünkü şu anda Rusya batı ülkeleri tarafından, buna Türkiye de dahil, siyasi ve ekonomik yönden kuşatılmıştır. Bunun neticesinde Ruslar ciddi ekonomik sıkıntılar içindeler. Kaldı ki Rusya’nın Kafkaslar, Moldova ve Ukrayna’da yürüttüğü yıkıcı politikaları eski Sovyetler Birliği devletleri ve halklarda nefret uyandırmaktadır. Putin’in Kazakistan’ı karıştırmaya kalkması dünyada da, eski Sovyetler Birliği hududunda da ve Rusya’nın içinde ciddi tepkilere neden olacak. Bu da sadece Putin rejiminin değil, Rusya’nın devlet olarak da sonunu getirebilir…

"KAZAKİSTAN'DA İSLAM YENİDEN DOĞDU"

Dünya Bülteni: Kazakistan’daki dini durumdan kısaca bahseder misiniz?

Kazaklar Müslüman millettir ve bağımsızlıktan sonra geçen 25 yılda Kazakistan’da adeta İslam yeniden doğmuştur. Sovyetler zamanında birkaç tane olan mescitlerin sayısı binlere ulaşmış, Kazak halkı yeniden İslam dini ile buluşmuştur. Özellikle genç Kazaklar arasında İslamlaşma sevindiricidir. Tabii halen eski düzen hayatını sürdüren insanlar da vardır. Özellikle ülke kuzeyinde bu açıkça görülmektedir.

Ülkedeki dini gelişmeler devlet kontrolünde tutulmakta ve tüm camiler ve İslami faaliyetler hükümetin izniyle ve yönetiminde yapılmaktadır. Az sayıda yabancı kökenli İslami düşünce ve cemaatin etkisinde olan gruplar vardır. Ancak Kazak toplumunda onların ciddi etkisi yoktur. Bugün Kazaklar için milli birlik ve siyasi istikrarın korunması hayati önem taşımaktadır.

Öte yandan Astana hükümeti daha özgürlükçü, şeffaf, sosyal adalete yönelik politikalar yürütmek mecburiyetindedir.

Kaynak: Dünya Bülteni