Katar Tarihi

GÜNDEM

Son derece yoksul bir tarihi geçmişin ardından hızla gelişen, modern bir Arap ülkesi haline gelen Katar’ın kısaca tarihi...

Haber: Murat Karadeniz

Arap yarımadasının kilit noktalarından birinde bulunan Katar’ın tarihi eski çağlara dayanıyor.

Yedinci yüzyılın ortalarında İslam dini Arap yarımadasında yayılmaya başlayınca Katar’a önce Emeviler, sonra Abbasiler hakim oldu. Büyük Selçuklu Devleti’nin de Katar’a bir süre hakim olduğu biliniyor.

OSMANLI İMPARATORLUĞU HAKİMİYETİ ALTINA GİRDİ

Katar, 16. yüzyıldan Birinci Dünya Savaşı’na kadar Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. Katar’ın başkenti Doha’nın Osmanlı dönemindeki adı “Kal’atü’t-Türk” idi. Yani “Türk Garnizonu.”

Katar, devletin gözünde Portekizlilerin 16. asrın ortalarında Basra Körfezi’nde cirit atmaya başlamaları üzerine önem kazandı. Arap Yarımadası’nın bugün Suudi Arabistan’a ait olan Dahran ve Dammam gibi şehirlerinin bulunduğu batı sahili o tarihlerde “Lahsa” ismi ile “beylerbeyilik”, Katar da “sancak” hâline getirildi, buralara idareciler gönderildi ve küçük bir askerî birlik de sevkedildi. Katar, uzun seneler Osmanlı yönetimi altında kaldı.

Bugünkü Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin mensubu olduğu Sani Kabilesi Arabistan’ın orta kısımlarından Katar’a göç etti. Sani ailesi ,1860’lardan itibaren Katar’da söz sahibi olmaya başladı. 1800’lerin ortalarında Katar’da hüküm süren Şeyh Câsim bin Sânî, Bahreyn’in tehdidi nedeniyle Osmanlı askerlerini Katar’a davet etti. Osmanlı Devleti, 1871’de fiili olarak Katar’da tekrar söz sahibi oldu. Katar, bir süre sonra Necd Sancağı’na bağlı bir ilçe olarak yeniden teşkilâtlandırıldı ve kaymakamlığa Şeyh Câsim bin Sânî getirildi.

KATAR EMİRİNİN VASİYETİ

Suudi Arabistan’ın kuruluşuna giden süreçte ise Abdulaziz bin Suud, Katar’ı da kendi nüfuzuna almak sevdasındaydı. Bu yüzden Katar Emiri Şeyh Casim oğlu Abdullah’a Osmanlı askerlerini asla Katar’dan çıkarmama vasiyetinde bulundu.

Katar’ın bugünkü Başkenti Doha şehrinde geçmişte İngiliz, bugün ABD üssünün bulunduğu el-Obeid’e yerleşen Osmanlı birlikleri 1913’e kadar kaldı. Osmanlı Devleti, Katar üzerindeki haklarından 29 Temmuz 1913’te imzalanan Lonra Antlaşması ile vazgeçti. Osmanlı birlikleri Ağustos 1915’te ülkeden çekildi.

İNGİLİZ İŞGALİ 1971’E KADAR SÜRDÜ

Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasının akabinde 1916’da İngilizler Katar’ı işgal ederek sömürgesi haline getirdi. 1971’de İngilizlerin bölgeyi terk etmesinden sonra Katar bağımsızlığına ulaştı. Bu olaydan kısa süre önce Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin bir parçası olma teklif reddetmişti.

1972-1995 yılları arasında ülkeyi yöneten ilk emirin ardından, yönetime el koyan Katar Emiri Hamad bin Halife Al Tani göreve geldi. Al Tani emirliği döneminde, önemli siyasi ve ekonomik reformlar gerçekleşti. Seçimlerin özgürleşmesi için adımlar atıldı, kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip oldu. Aynı zamanda gaz ve petrol sektörlerinde liberalleşmenin yolu açıldı.

EL CEZİRE NE ZAMAN KURULDU?

Basın özgürlüğünün genişletildiği ülkenin en büyük yatırımlarından televizyon kanalı El Cezire oldu. Haber platformları, önce Arap ülkelerinde, daha sonra da tüm dünyada en önemli medya kuruluşlarından biri olarak ön plana çıktı.

Katar bu dönemde komşu ülkelerle de ilişkilerini artırdı ve 2001 yılı itibariyle, Bahreyn ve Suudi Arabistan ile arasındaki sınır sorunlarını tamamen çözüme kavuşturdu. Katar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı etkisi altına alan ve ‘Arap Baharı’ olarak bilinen halk ayaklanmalarından etkilenmedi.

TÜRKİYE-KATAR İLİŞKİLERİ

Türkiye ile Katar arasındaki ekonomik ilişkiler son yıllarda gittikçe sıkılaştı. Dünyanın en zengin ülkelerinden olan Katar, Türkiye’de en çok yatırım yapan ülkelerden biridir.

KATAR NEDEN HEDEF ALINDI?

Oxford Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Körfez ülkeleri uzmanı Dr. Cemal Abdullah: “Suudi Arabistan ve bazı Arap ülkeleri Katar’ın bağımsız dış politikasından rahatsız. Katar, zıt kutuplar arasında denge politikası yürütüyor.”

Moritanyalı siyaset bilimci Muhammed Muhtar Şankiti: “Katar’a yönelik saldırılar, uzun zamandır planlanıyordu. Ama bu işten en fazla kendileri zarar görecek. Suudi Arabistan, dış politika ve diğer uluslararası alanlarda BAE’nin etkisi altında.”

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özpek: “Yeni dönemde Orta Doğu devletleri, ulus aşırı hareketlerin finansmanını sağlayan Katar’a karşı bir cephe alma pozisyonuna girdiler. Yeni dönem Orta Doğu politikası da böyle şekillenecek.”

SETA Dış Politika Araştırmacısı Can Acun: “Burada temel hedef, İhvan’ın tamamen bölgeden sökülüp atılması. Hamas’ın tamamen etkisizleştirilmesi, mümkünse Gazze’nin kontrolünün tekrardan Fetih hareketinin kontrolüne geçirilmesi. Türkiye’nin izole edilmesi ve İran’a karşı yapılacak hamleler.”

Kaynak: El Cezire Türk, Ajanslar