İstismar Ne Demek?

NE NEDİR?

İstismar: İyi niyeti kötüye kullanma. Faydalanma. Menfaat sağlama anlamlarına gelmektedir.

İSTİSMAR KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Bir müslüman, ticarî hayatını, kapitalizmin istismar ve hodgâmlığına göre değil, Cenâb-ı Hakkʼın emrettiği helâl ve haram hudutlarına, sadâkat ve dürüstlük gibi ilâhî ölçülere göre tanzim etmelidir.


Ben bir müslümanım. İslâm’da mülk, Allâh’ındır. Kul sadece bir emanetçidir. Ayrıca İslâm’da haksız kazanç, fâiz, istismar, gabn-i fâhiş (kandırmak sûretiyle değerinin çok üstünde satış yapmak) ve toplumun zararına

olan bütün satışlar yasaktır. Bu alışverişte ise müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram karışmıştı. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.” diyerek cevap verir.


“Fâiz” ile “ticâret” arasında da -her ikisi de maddî kazancı temin etmesi bakımından- zâhiren bir benzerlik vardır. Fakat fert ve toplumun hakkını istismar eden fâiz, haramdır. Ticâret ise helâl bir kazanç vesîlesidir.


Her hususta olduğu gibi tasavvufta da zaman zaman istismarcılar ortaya çıkmıştır. Bugün de gerek benlik, gerek rûhî bir hastalık, gerekse de muhâtaplarının aşırı iltifatlarına aldanmak sûretiyle birilerikalkıp; “Ben zamanın kutbuyum, gavsıyım!..” gibi iddialarla, gerçek tasavvufun rûhundan tamamen uzak bir büyüklük iddiâsı ve şöhret arayışı içinde olabilirler.

Hâlbuki Hazret-i Osmanʼın (r.a) buyurduğu gibi:

“Müttakî bir kulun alâmetlerinden biri, diğer insanları kurtulmuş, kendisini ise helâk olmuş görmesidir.”


Zekât ve infak gibi hükümleriyle İslâm, zor durumda olan insanlara, karşılık beklemeden el uzatmış ve nice kanayan yarayı kökten şifâya kavuşturmuştur. Bununla beraber, zâhirde insanlara yardım ve kolaylık gibi görünen, hakîkatte ise zor durumdaki çâresizlerin bu hâllerini istismar etmekten başka bir işe yaramayan fâiz musibetini de yasaklamıştır.