İslamcılar Siyasetten Uzaklaştırılıyor mu?

ÜMMET

Tunus Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi'min ve Mısır'da Müslüman Kardeşler Şura Konseyi üyesi Cemal Haşmet'in İhvan olarak "siyasi faaliyetler ile İslami hizmetleri ayırma" niyetinde olduklarını duyurması 

30 yıldır ‘ılımlı İslamcı’ olarak adlandırılan Tunus Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi, partisinin 2012’den beri yapılan ilk kongresinin açılışında "Arap Baharı sonrasında siyasal İslam'a yer kalmadı, biz artık demokratız, İslam'ı temsil etme noktasında değiliz"  diyerek verdiği mesajlar bir hayli tartışıldı.  Raşid Gannuşi’nin bu çıkışının ardından Mısır İhvan'ından benzer açıklamalar geldi. Müslüman Kardeşler Şura Konseyi üyesi Cemal Haşmet İhvan olarak siyasi faaliyetler ile İslami hizmetleri ayırma niyetinde olduklarını duyurdu.

NAHDA VE İHVAN’DAN SÖYLEM VE SİYASET DEĞİŞİMİ Mİ?

Nahda lideri Raşid Gannuşi’nin oldukça dikkat çeken bu çıkışının nedenini Tunus’u ve Nahda hareketini yakından takip eden gazetecilerden olan Nevzat Çiçek şöyle açıklıyor. “Gannuşi ve Nahda’nın lider kadrosu bir tehlikenin farkına vardı. Devrim sürecinden sonra özellikle Selefi damarın partide öne çıkma isteği, diğer taraftan bazı dindarların Ensar El Şeriyya'ya katılıp şiddeti teşvik etmeleri ve bunun neticesinde IŞİD'in güçlenmesi, ciddi bir arayışı beraberinde getirdi.

Öteden beri Müslümanların haklarını şiddetsiz demokrasi içinde alması gerektiğini ifade eden Gannuşi, Tunus siyasetinde kalıcı olmak adına davet ve siyasetin ayrışması gerektiğini ifade ediyordu. Ona göre, siyasal alanda verilecek mücadele temel hak ve özgürlüklerin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlayacak, davet ve başka çalışmalar için kurulan sivil toplum kurumları da bu alandan yürürken herhangi bir engelle karşılaşmayacak.”

Gerek Nahda lideri Gannuşi’nin gerekse Mısır merkezli Müslüman Kardeşler örgütün din ve siyasi ilişkilerini ayırabileceklerini duyurması bölgede yeni bir dönemin başlayacağı yorumlarını beraberinde getirmiş durumda. Bakalım bu yeni durum here iki hareketin tabanında nasıl karşılanacak?

Kaynak: Beytullah Demircioğlu, Altınoluk Dergisi, 364. Sayı, Haziran 2016