İslam Kardeşliği Şuuru

Sorularla İslam

İslâm kardeşliği öyle ulvî bir bağdır ki, gelip geçici arkadaşlıklarla, hattâ ömürlük dostluklarla, dahası ana-babadan gelen kan ve nesep kardeşliğiyle bile kıyaslanamaz.

Târihte benzeri görülmemiş bir “uhuvvet, yani kardeşlik” nizâmını insanlığa tebliğ etmiş olan Resûlullah buyurur ki:

“İnsanlardan bir dost edinecek olsaydım, Ebûbekir’i kendime dost edinirdim. Fakat İslâm kardeşliği daha üstündür.” (Buhârî, Salât, 80)

NEBEVÎ ESRÂRIN EN YAKIN MAHREMİ

Yani İslâm kardeşliği, dostluğun da zirvesini teşkil eder. Hazret-i Ebûbekir ki; Allah Resûlü’nün “Yâr-ı Gâr”ı, üçüncüleri Allah olan iki kişinin ikincisi, Sıddîk-ı Ekber!.. “Bütün kapılar kapansın yalnız Ebû Bekir’inki açık kalsın...”; “Ebûbekir benden, ben de ondanım...” şeklinde nice peygamberî iltifata ve Allah Resûlü’yle devamlı kalbî irtibat hâlinde olduğu için “nebevî esrârın en yakın mahremi” sıfatına mazhar bir sahâbî!

Fakat Fahr-i Kâinât Efendimiz, bu azîz sahâbîsiyle olan dostluk mefhûmundan bile daha üstün tutuyor, İslâm kardeşliğini... Nitekim Hazret-i Ebûbekir’in hayâtında da İslâm kardeşliğinin zirve tezâhürleri müşâhede edilmiştir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 1, Erkam Yayınları