İnsanın Ruhuna Tesir Eden Müessirler

Sorularla İslam

Haramlardan sakınmanın birinci kâidesi, onlara yaklaşmamaktır.

Şeyh Sâ­dî-i Şî­râ­zî, hâl­ler­de­ki si­râ­yetin, kişinin mânevî hayatını nasıl değiştirebildiğini şu misalle îzah eder:

“As­hâb-ı Kehf’in kö­pe­ği Kıtmîr, sâ­dık­lar­la be­ra­ber ol­du­ğu için bü­yük bir şe­ref ka­zan­dı; nâ­mı Kur’ân-ı Ke­rîm’e[1] geç­ti. Hazret-i Nûh ve Hazret-i Lûtʼun hanımları ise fâ­sık­lar­la gönül birliği içinde ol­duklarından, Cehennem’e dû­çâr ol­dular.[2]

Unutmamak gerekir ki insanın rûhuna en çok tesir eden iki mühim müessir vardır:

1) Boğazından geçen lokmanın helâliyet derecesi.

2) Beraber bulunduğu kimselerin mânevî keyfiyeti.

Ayrıca takvâ ehli büyükler, -çok mecbur kalmadıkça- haramların ve kerahatlerin irtikâb edildiği mekânların gölgesinde bile yürümeyi uygun görmemişlerdir. Zira oralardan da kalbe kasvet inʼikâs etme tehlikesi vardır. Bu hassâsiyeti bütün mâsıyet mekânlarına karşı gösterebilmek, “takvâ”nın bir gereğidir. Zira haramlardan sakınmanın birinci kâidesi, onlara yaklaşmamaktır.

[1] Bkz. el-Kehf, 18.

[2] Bkz. et-Tahrîm,10.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hak Dostlarından Hikmetler 1, Erkam Yayınları, 2013