İlâhî İmtihan Sırrı

Nübüvveti

Yasak, günah ve haram olan şeyler neden aşırı çekicidir? İnsanlar için ilâhî imtihan sırrı.

Cenâb-ı Hak, ilâhî imtihan sırrına binâen, haramlara ve günahlara kuvvetli bir câzibe vermiştir. Bunların câzibesinden nefsi koruyabilmek, büyük bir îman celâdeti ister.

Mekkeli müşrikler de Peygamber Efendimizʼe gelerek putlarıyla mücâdeleden vazgeçmesi için şu tekliflerde bulundular:

“–Zengin olmak istiyorsan, Sana istediğin kadar mal verelim! Reislik arzusundaysan, Senʼi kendimize baş yapalım! Asil bir kadınla evlenmek fikrinde isen, Sana Kureyş’in en güzel kadınlarından hangisini istersen verelim! Ne istersen yapmaya hazırız. Yeter ki gel bu dâvândan vazgeç!”

Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem ise o putperestlere şu cevâbı verdi:

“–Bahsettiğiniz şeylerin hiçbiriyle alâkam yoktur! Ben size getirdiğim şeylerle ne mallarınızı istemek, ne içinizde büyük şeref ve şan kazanmak, ne de üzerinize hükümdar olmak için gelmiş değilim. Fakat Allah beni size bir peygamber olarak gönderdi ve bana bir de Kitap indirdi. Sizin (kabûl edenleriniz) için, (Cennetʼle) müjdeleyici, (kabûl etmeyenleriniz için de Cehennemʼle) korkutan bir uyarıcı olmamı bana emretti. Ben Rabbimin bana yüklediği risâlet vazifelerini size tebliğ ettim ve size nasihatte bulundum! Size getirdiğim şeyi kabûl ederseniz, o, dünyada ve âhirette nasip ve azığınız olur! Eğer onu kabûl etmez, reddederseniz, Yüce Allah benimle sizin aranızda hükmünü verinceye kadar bana düşen, Allâh’ın emrini yerine getirmek üzere, bütün zorluklara sabretmektir.”

Şüphesiz ki, zâhirî putları bertaraf etmek kadar, nefisleri bâtınî putlardan da arındırmak vazifesiyle gönderilmiş olan Peygamber Efendimiz’e yapılan bu nevî teklifler, Oʼna zerre kadar tesir edemedi. Fakat insanlık tarihi, dünyanın, nefislere seslenip onları kendisine çağırması ve âhireti unutturup fânî hevâ ve hevesleri yaldızlaması karşısında eriyen nice irâdeler ve sayısız aldanışlarla doludur.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmâm-ı Rabbânî, Erkam Yayınları