İhvan Ne Demek?

NE NEDİR?

İhvan: Yakın arkadaşlar, samimî dostlar, kardeşler. Bir topluluğa, tarikata vb. mensup olanlar anlamlarına gelmektedir.

İHVAN KELİMESİNE ÖRNEK CÜMLELER

Hazret-i Âişe (r.a):

“Allah Rasûlü’nün ameli, hafif ve devamlı yağan sağanak yağmur gibiydi.” buyurmuştur. (Buhârî, Savm, 64; Müslim, Müsâfirîn, 217)

Merhum pederim Mûsâ Efendi de evlâtlarına şu hususlara dikkat etmeyi tavsiye ederdi:

Mürşid yahut ihvan sohbetlerine devam etmek.

Yâ Rabbî! Sen’in ulvî yolunda gece gündüz hizmet edip Dîn-i Mübîn’i lâyık-ı vechile yaşamaya gayret gösteren

Mevlânâ Hâlid Hazretleri’nin sadır iklîminden bizlere ve bütün ihvan-ı dîne hisseler nasîb eyle! Âmîn!..

Hazret-i Gücdüvânî bu ihvanına dönüp:

“–Biz de kalblerimizdeki zünnârı çıkaralım!” buyurdular.

Kalbdeki zünnâr, kibir, gurur, hased, cimrilik ve kıskançlık gibi gönle girmiş olan kötü ahlâktır.

Cüneyd-i Bağdâdî -kuddise sirruh-

Allâh ile sohbet, yâni O’nunla berâber olmak, güzel bir edeb, heybet ve murâkabe hâlinin devâmıyla;

Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile sohbet, O’nun sünnetine ve siyerine ittibâ ile;

Evliyâullâh ile sohbet, ihtirâm ve hizmet ile;

Ehl ü iyâl ile sohbet, güzel ahlâk ile;

İhvan ile sohbet, devamlı güleryüzlü olmak ve onları sevindirmekle;

Avâm ile sohbet ise, duâ ve merhamet ile olur.

Enes bin Mâlik (r.a) buyurur:

“Rasûlullah (s.a.v) ihvanından (din kardeşlerinden) birini üç gün göremezse, onu sorardı. Uzaktaysa onun için duâ eder, evindeyse ziyâret eder, hasta ise şifâ dilerdi.” (Heysemî, II, 295)

Tasavvufta “yol kardeşliği” demek olan “ihvanlık” da; Allâh’a giden yolda yardımlaşmayı, dînî ve mânevî meselelerde birbirini desteklemeyi, kardeşinin eksikliğini telâfî etmeyi ve onun dert ortağı olmayı ifâde eder ki bu, İslâm kardeşliğinin çok ince ve derin bir hassâsiyetle yaşanmasıdır.

Es‘ad Efendi Hazretleri’nin kendi hiçliğini ve tevâzuunu ifâde eden şu cümleleri de dikkate şâyandır:

‘‘Duâcınız, kendimi kâinâtın ve belki de zerrelerin herhangi biriyle ölçüp kıyaslamaya ve tartmaya kalktığımda neticede hep o şeyin çok aşağısında kalıyorum! Günahsız zayıf bir karıncaya bile kendimi tercih edemiyorum. Lâkin Cenâb-ı Hak, değerli ihvanımı faydalandırmak için bu fakir kardeşinizi onlar nezdinde büyük gösteriyor. Bu ise O’nun murâd-ı ilâhîsidir. Bu yüzden Cenâb-ı Hakk’a hamdolsun! O, âşıkları tesir altına almak için, her türlü mârifetten uzak olan Ney’de bile birçok perdeler, nağmeler, güzel sadâlar yaratıyor. O her şeye kâdirdir. Mevlâm âkıbetimizi ve işlerimizin sonunu hayreylesin! Her nefeste Cenâb-ı Hakk’a muhtaç olan nefsimizi kendimize büyük göstermesin! (Bütün nîmetlerin ilâhî bir lûtuf olduğunu unutturmasın! Nefsimize pay çıkarma gafletinden bizleri muhâfaza buyursun!) Âmîn!