Hz. Muhammed’in (s.a.v.) Edep ve Hayası Nasıldı?

Şahsiyeti

Peygamber (s.a.s.) Efendimiz’in edep ve hayâsı nasıldı? Gerçek hayâ nasıl kazanılır?

Hazret-i Peygamber, sahâbîlerin ifâdesine göre örtüsüne bürünen bir genç kızdan daha hayâlı idi. Hiçbir zaman yüksek sesle konuşmamışlardı. İnsanların yanından yavaşça ve tebessüm ederek geçerlerdi. Hoşlanmadıkları kaba bir söz işitince insanların yüzlerine karşı bir şey söylemezlerdi. Yüz ifâdeleri kendisinin hâlini yansıttığı için etrafındakiler, konuşmalarında ve hareketlerinde ihtiyatlı olurlardı.

PEYGAMBERİMİZİN HAYASI

Yüksek hayâ duyguları sebebiyle, hiçbir zaman kahkaha ile gülmemişlerdi. Yalnız tebessüm hâlinde bulunurlardı. Hadîs-i şerîflerinde:

“Hayâ îmandandır ve hayâlı olan kimse cennettedir! Hayâsızlık ise kalbin katılığındandır; kalbi katı olan da cehennemdedir!..” buyurmuşlardır. (Buhârî, Îmân, 16)

Diğer hadîs-i şerîflerinde de:

“Hayâ ve îman bir aradadır; biri gittiğinde diğeri de gider!”[1] diyerek hayânın ehemmiyetine dikkat çekmişler ve:

“Hayâ ancak hayır kazandırır.” (Buhârî, Edeb, 77)

“Hayânın hepsi hayırdır.” (Müslim, Îmân, 61)

“Bir işte kötülük ve çirkinliğin bulunması onu lekeler; bir işte hayâ duygusunun bulunması ise onu süsler.” buyurmuşlardır. (Tirmizî, Birr, 47/1974)

Resûlullah bir gün izârsız olarak açık bir alanda gusleden bir kimse görmüş ve bunun üzerine minbere çıkarak, Allâh’a hamd ü senâda bulunduktan sonra:

“Allah -azze ve celle- çok hayâlı ve çok gizlidir. Bundan dolayı hayâyı ve örtünmeyi sever. O hâlde herhangi biriniz gusledeceği zaman örtünsün.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Hammâm, 1/4012)

Allah Resûlü, kimsenin yüzüne dikkatle bakmazdı. Yere bakışı, semâya bakışından daha çoktu. Hayâsı ve yüksek şahsiyeti sebebiyle kimsenin hatâsını yüzüne vurmazdı.

GERÇEK HAYÂ NASIL KAZANILIR?

Gerçek hayâ, dünyâ sevgisini kalpten çıkarmaya vesîle olan “ölümü hatırlamak”la elde edilir. Hazret-i Peygamber, ashâbına, dâimâ Allah’tan hakkıyla hayâ etmelerini emrederdi. Bir defâsında onların, Rablerine karşı devamlı bir hayâ ile hamd ettiklerini söylemeleri üzerine Allah Resûlü, gerçek hayânın; vücuttaki bütün uzuvları haramdan korumak ve ölümü hatırdan çıkarmamak olduğunu bildirdiler. Ardından, âhireti arzu eden kimsenin dünyâ sevgisini terk etmesi gerektiğini belirterek, ancak böyle yapanların Allah’tan hakkıyla hayâ etmiş olabileceğini ifâde buyurdular.[2]

Dipnotlar:

[1] Taberânî, Evsat, VIII, 174; Beyhakî, Şuab, VI, 140; Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 53/1963. [2] Tirmizî, Kıyâmet, 24/2458.

Kaynak: Osman Nuri Topba, Rahmet Peygamberi, Erkam Yayınları