Hüdâyi Hazretleri'nin Üftâde Hazretlerine İntisabı

Abidevi Şahsiyetler

Aziz Mahmud Hüdâyi, Üftâde Hazretlerine nasıl intisab etti? İşte cevabı...

Hüdâyî’nin Bursa’ya yerleşmesinin üçüncü yılında hocası Nazırzade öldü. Uzun yıllar yanından ayrılmadığı hocasının ölümü onu pek etkiledi. Sık sık rüyasında görüyor, bedenen olmasa bile manen ve ruhen onunla beraber oluyordu. Ancak bu sırada bir gece rüyasında hocası Nazırzade’yi ve sevdiği pek çok kimseyi cehennemlikler arasında görünce dehşete kapıldı ve tasavvuf dünyasına olan meylini artırarak Üftâde hazretlerine intisab etti. Hüdâyî’nin intisabına aid bir menkıbe daha vardır ki onu da menkıbeler kısmında bulabilirsiniz.

Üftâde’ye intisabı sırasında şeyhi kendisinden üç şey istedi:

1- Elinde avucunda bulunan bütün malını fakirlere dağıtmak.

2- Müderrislik ve kadı naibliği resmi görevlerinden ayrılmak.

3- Nefsini terbiye edebilmek için şeyhinin yanında sıkı bir riyazat ve mücahedeye girmek.

Hüdâyî şeyhinin bu tekliflerini kabul ederek elinde avucunda bulunanı fukaraya dağıttı. Müderrislik ve kadı naibliğini bıraktı. Şeyhinin yanında sıkı bir riyazat ve mücahedeye başladı. Seyr u sülûkü sırasında şeyhi tarafından çok sıkı imtihanlara tâbi tutulan Hz. Hüdâyî, üç yıl gibi kısa bir zamanda sülûkunu tamamladı. Otuzaltı yaşında şeyhine intisab eden Hüdâyî, kırkından önce hilâfete nail oldu ve memleketi Sivrihisar’a gönderildi.

Hüdâyî büyüdüğü ve akrabalarının bulunduğu memleketinde ancak altı ay kadar kalabildi. Şeyhinin hasretine dayanamayarak tekrar Bursa’ya geldi. Ancak Bursa’ya gelişi onun için sanki şeyhinin cenazesine gelmek gibi oldu. Zira bu arada Üftâde hazretleri vefat etti. (988 h. 1580 m.) Şeyhinin vefatından sonra Bursa’da da sıkılmaya başlayan Hüdâyî, oradan Balkanlar tarafına, Rumeli cihetine geçti.

Kaynak: Aziz Mahmud Hüdâyi Hayatı ve Menkıbeleri, Prof. Dr. Hasan Kâmil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdâyi Vakfı Yayınları, 2004