Hem Kendimizin Hem De İnsanlığın Ebedî Kurtuluş Reçetesi

İbadet Hayatımız

Hem kendimizin hem de insanlığın ebedî kurtuluşu için uymamız gerekenler nelerdir? Beş madde kurtuluş reçetesi...

Hüdâyî Hazretleri buyurur:

Hak Kelâmıʼn gûş edip,
Deryâ gibi cûş edip,
Câm-ı aşkı nûş edip,
Yutalım şimden gerü…

“Kurʼân-ı Kerîmʼin mesajlarını can kulağıyla dinleyip, deryâlar gibi coşalım. O Hakkʼın kelâmından ilâhî aşk iksirini içelim artık…”

Hem kendimizin hem de insanlığın ebedî kurtuluşu için;

  • ‒Kurʼânʼa aşk ile sarılmalı,
  • ‒Onun yolunda sadâkatle yürümeli,
  • ‒Hikmetlerine muhabbetle râm olmalı,
  • ‒Emirlerine cân u gönülden itaat etmeli,
  • ‒Kur’ân’ı hayatımızda dâimâ birinci plânda tutmalıyız.

Bilhassa evlâtlarımıza bırakacağımız en kıymetli mîrasın, onları derin bir Kurʼân kültürüyle yetiştirmek olduğunu unutmamalıyız. Evlâtlarımıza, Kurʼân-ı Kerîmʼin sadece kıraatini değil, mânâ ve hikmetlerini, ahlâk ve ahkâmını, hayata nasıl tatbik edileceğini de öğretecek, şümullü bir tahsil imkânı hazırlamaya gayret etmeliyiz.

Maalesef günümüzde evlâtların sırf dünyevî istikbâlini düşünerek onları ciddî bir Kurʼân tahsilinden mahrum yetiştirme gafleti, kendini dindar gören âilelere bile sirâyet etmiş durumdadır. Hâlbuki Kurʼân tahsilini ikinci plânda görmek, dünya ve âhiret saâdetini tehlikeye atan, hazin bir aldanıştır.

Bunun için, çocuklarımızı sadece yaz aylarında üç-beş haf­ta camiye veya kursa göndermeyi yeterli göremeyiz. Bu, Kurʼân kültürünü hafife almaktır. Unutmayalım ki Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, ashâbına Kurʼân-ı Kerîmʼi 23 senede bizzat yaşayıp yaşatarak tahsil ettirdi.

Kur’ân istikâmetinde bir hayat yaşamak, her mü’minin vazifesidir. Aksi hâlde âhirette Kurʼânʼın şefâatini umarken onun bizden şikâyetçi olması da muhtemeldir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’in hilâfına bir hayat yaşayanlar hakkında âhirette Peygamber Efendimiz’in Rabbine şikâyette bulunacağı, âyet-i kerîmede şöyle bildirilmektedir:

“Peygamber der ki: «Ey Rabbim! Kavmim bu Kur’ân’ı büsbütün terk etti.»” (el-Furkân, 30)

İşte âhirette bu nebevî itâba dûçâr olmamak için, Kur’ân-ı Kerîm’i bol bol tilâvet etmeli, derûnundaki mânâlara âşinâ olmalı ve duygu derinliği içinde hayatımıza tatbik etmeye gayret göstermeliyiz.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2023 – Ağustos, Sayı: 450