Hayra Anahtar Şerre Kilit Kimseler

Cemiyet Hayatımız

Güneş ve Ay, semâda dönen iki takvim. İnsan o iki takvime göre hayatının vakitlerini ayarlıyor. Fakat insan da bir takvimle dünyaya geliyor. Üstelik son yaprağa ne kadar kaldığı meçhul bir takvim. Bu yüzden âhirete her an hazırlıklı bulunmak zarûrî…

İmtihan âlemi olan bu dünyada, amellerin karşılığını görme yeri olan âhirete hazırlık için bol bol hayr u hasenâtta bulunmak, her hayra anahtar, bütün şerlere de kilit olmak îcâb eder.

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu fazîlete ermiş olan mü’minleri ne güzel medheder:

“İnsanlardan öyleleri vardır ki, onlar hayra anahtar, şerre de kilittirler. Öyleleri de vardır ki, şerre anahtar, hayra kilittirler. Allâh’ın, ellerine hayrın anahtarlarını verdiği kimselere ne mutlu! Allâh’ın, şerrin anahtarlarını ellerine verdiği kimselere de yazıklar olsun!” (İbn-i Mâce, Mukaddime, 19)

UFACIK HAYRA KAT KAT ECİR VAR

Şunu da unutmamak lâzımdır ki, Yüce Rabbimiz, ufacık bir hayra bile kat kat fazlasıyla ecir vermektedir. Cenâb-ı Hakk’ın kullarına büyük bir lutfu olan bu keyfiyet, âyet-i kerîmelerde şöyle beyan buyrulur:

“…Hayır olarak kendiniz için önceden ne gönderirseniz, onu Allah katında daha hayırlı ve mükâfâtı daha büyük olarak bulursunuz…” (elMüzzemmil, 20)

“Her kim bir iyilik yaparsa ona, o yaptığı iyiliğin on katı vardır…” (elEn’âm, 160)

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu âyetlerin tefsîri mâhiyetinde şöyle buyurmuştur:

“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da bu arzuyu hemen tatbikâta geçirirse, Cenâb-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hattâ kat kat fazlasıyla yazar.

Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb-ı Hak o fenâlığı sadece bir günah olarak yazar.” (Buhârî, Rikâk, 31; Müslim, Îmân, 207, 259; Tirmizî, Tefsîr, 6/3073)

MAKBÛL BİR MÜ'MİN'İN ALÂMETİ

Hayırda yarışmak ve acele etmek, kâmil ve makbûl bir mü’min olmanın alâmetlerindendir. Mevlânâ Hazretleri ne güzel buyurur:

“İbâdetlerin kabul ediliş alâmetleri, o ibâdetlerden sonra başka ibâdetlere girişmek, birbiri ardınca hayırlara koştukça koşmaktır.”

Unutmayalım ki mü’min, hayır işlemeye doymaz ve bir hayrın şerefi de, geciktirilmeden yapılmasındadır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları