Havf ve Reca Ne Demek?

NE NEDİR?

Havf ve recâ: Korku ve ümid duyguları anlamlarına gelir.

HAVF VE RECA KELİMESİNE ÖRNEKLER

Ebûʼl-Hasan Harakānî Hazretleri :

“Herkes, hiçbir şey bilmediğini anlayıncaya kadar hep bildiğiyle övünür durur. Nihayet hiçbir şey bilmediğini anlayınca bilgisinden utanır ve işte o zaman mârifet kemâle erer. Çünkü gerçek bilgi,

bilmediğini bilmektir.” buyurmuştur.

Âhiretleri hakkında ilâhî teminat altında bulunan peygamberler dahî, “havf ve recâ / korku ve ümit” duyguları arasında dâimâ ilâhî rahmete sığınmışlardır.

*****

Tasavvufî terbiyenin en mühim gâyelerinden biri de “havf ve recâ” (korku ve ümit) dengesi içinde, gönüllere bu hassâsiyetleri kazandırmaktır.

*****

Âhiret, ölümden sonra başlayacak olan yeni, sonsuz ve gerçek bir hayattır. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir.  Âhiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı! ” (el-Ankebût, 64)

Zira bunu bilenler, şu fânî âlemlerindeki her nefesi değerlendirir ve Cenâb-ı Hak’tan bir an dahî gâfil kalmazlar. Onların ömürleri, amel-i sâlihlerle dolu bir ibâdet ömrü olur. Âkıbetleri hakkında dâimâ havf ve recâ (korku ile ümit) arasında olurlar. Mahşerdeki büyük hesâbın dehşet ve şiddetinden gönülleri ürperir, Allah korkusuyla

gözyaşı dökerler.

*****

Havf ve recâ, yani korku ve ümit, müʼminin kalbinde dâimâ bulunması gereken bir kulluk dengesidir. Yani mü’minin kalbinde, Allâh’ın rızâ ve muhabbetinden mahrum kalarak gazabına dûçâr olma korkusuyla; O’nun sonsuz rahmet ve mağfiretine nâil olabilme ümîdi, dâimâ dengeli bir şekilde mevcut olmalıdır. Mü’min, son nefesine kadar bu kalbî âhengi muhafaza etmelidir. Zira Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde, Cennetʼe bir karış kala ilâhî azâba dûçâr olanlar ve bunun aksine, Cehennemʼe bir karış kala ilâhî rahmete mazhar olanlar haber verilmektedir.