Hat Sanatının Çıkış Noktası Nedir?

Osmanlı Tarihi

Hat sanatının kaynağı nedir? 

Hazret-i Peygamber -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem-, vahiy kâtiplerine sûrelerin başına dâimâ bir besmele-i şerîfe koymalarını ve besmeledeki “sin” harfini keşîde etmelerini, yani güzel bir âhenkle uzatmalarını emir buyururdu. Bir gün vahiy kâtiplerinden biri Hazret-i Peygamber -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem-’e sordu:

“–Yâ Rasûlâllah! Niçin besmele-i şerîfede başka harfi değil de hep «sin» harfini keşîde etmemizi emir buyuruyorsunuz?”

Allah Rasûlü -sal­lâl­lâ­hu aleyhi ve sellem- de cevâben:

“–Ben besmele-i şerîfeyi levh-i mahfûzda o şekilde görüyorum.” buyurdular.

Bu ifâdelerden anlaşılıyor ki, İslâm yazısının menşeinin ilâhî olduğunu kabûl zarûreti âşikârdır.

İslâm yazısı, Himyerî alfabesinden başlayarak şekil ve onun arz ettiği güzellik itibârıyla belli safhalardan geçerek bir gelişme seyrine tâbîdir. Bu gelişme seyri de, mîmârî ve mûsikîde olduğu gibi Osmanlı’da kemâle ermiştir. Şu kadar ki, Kur’ân harflerini güzel yazabilmek, müstakil bir sanat dalı hâline gelmiş ve buna “hüsn-i hat” (güzel yazı) ismi verilmiştir.

Buna göre hüsn-i hat, Kur’ân-ı Kerîm harflerini estetik ölçülerine bağlı kalarak en güzel bir şekilde ve sanatlı olarak yazmak demektir.

Yani hüsn-i hat, Kur’ân-ı Kerîm’i ona lâyık bir güzellikle yazmak gay­ret ve rikkatinden doğmuş, müstesnâ bir sanattır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Osmanlı, Erkam Yayınları