Hasan-I Basrî Hazretleri ve Vali’nin Konuşması

Kıssâlar

Hasan-ı Basrî Hazretleri ve Vali'nin ibretlik konuşması...

Basra Vâlisi Nadr bin Amr’ın bulunduğu bir mecliste, Hasan-ı Basrî Hazretleri halka kısa bir sohbet vermişti.

Vâli, Hazret’in halkı zühd ve takvâ istikametinde irşâdından hoşlanmamıştı. Kendisi de hitâb ederek takvâdan uzak, dünyaya meylettirici şu sözleri söyledi:

“Ey Ebû Saîd! Allah Teâlâ; dünyayı, dünyada bulunan her şeyi, onun servetlerini, süslerini ve güzelliklerini ancak kulları için yaratmıştır. Nitekim şöyle buyurmuştur:

«Yiyin, için, israf etmeyin, O isrâf edenleri sevmez.» (el-A‘râf, 31);

«Allah’ın kulları için çıkardığı ziynetleri ve temiz rızıkları kim karam kılabilir?» (el-A‘râf, 32)”

Hasan-ı Basrî -rahmetullâhi aleyh-, vâli sözlerini bitirince onun dizini tutup silkeledi ve şu îkazlarda bulundu:

“–Ey adam! Nefsin için Allah’tan sakın! Haktan sapma! Bu ileri sürdüğün kuruntulardan, hayallerden sakın!

Hiçbir kimse; dünya ve âhiret hayırlarından herhangi bir hayra, kuruntularıyla, hayalleriyle nâil olmamıştır.

Cenâb-ı Hak, Peygamberimiz’i, Zâtı için seçti ve risâlet vazifesiyle gönderdi. Bize de O’nun emrine uymamızı, O’nun yolundan gitmemizi emretti.

(Bu vazifede) ne başardıysak, Allâh’ın lutfu ve rahmetiyledir. Ne kusur ettiysek, bağışlanma dileriz. Çare kapısı, böyle düşünmektir. Hayaller ve kuruntularda ise hayır yoktur. Hayalperestlerde de hayır yoktur.”

Vâli Nadr bu sözlere şöyle cevap vermeye çalıştı:

“–Vallâhi, içinde bulunduğumuz hâl üzere, (dindarlık ve takvâdan uzak da olsak) biz Rabbimiz’i seviyoruz.”

Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle dedi:

“–Peygamberimiz zamanında da bir topluluk bu sözü söylediler. Dediler ki:

«–Ey Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-! Vallâhi biz Rabbimiz’i seviyoruz!»

Bu sözleri üzerine Cenâb-ı Hak, şu âyet-i kerîmeyi inzal buyurdu:

«De ki:

‘Eğer Allâh’ı seviyorsanız, bana ittibâ edin ki, Allah da sizi sevsin ve sizi bağışlasın…’» (Âl-i İmrân, 31)

Böylece Allah Teâlâ, Peygamberimiz’in sünnetine ittibâ etmeyi, Zâtına muhabbetin alâmeti kıldı. Sünnete muhalif davrananların ise muhabbetini reddetti.” (Heyet, Nasâih, s. 240-241)

Hasan-ı Basrî Hazretleri böylece, dinde bid‘at şeklindeki yaşayışların önünü almaktaydı.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yüzakı Dergisi, Yıl: 2022 Ay: Mayıs, Sayı: 207