Hanımların Kocalarının İzni Olmadan Tarîkata Girmeleri Câiz midir?

Tasavvuf

Hanımların kocalarının izni olmadan tarîkata girmeleri câiz mi-dir? Kocasının izni olmakla birlikte hanımların evlerini ve kocala-rını ihmâl edecek şekilde kendilerini evrâd ve ezkâra vermeleri uygun mudur? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

Hanımların her türlü maddî ve mânevî işte kocalarıyla istişâre ederek hareket etmeleri en güzel yoldur. Tasavvuf ve tarîkat bir gönül ve vicdan işi olduğundan kadınların kocalarının hizmetlerini ihmâl etmeden, onların tecessüs ve kuşkusunu uyandıracak bir yanlışa düşmeden tarîkata girmelerinde bir mahzûr yoktur.

Tarîkat ve rûhî hayât, kalbî hayâtı dolu dolu yaşamaktır. Bu da farzlardan ve kocasının hizmetinden artakalan zamanda olmalıdır. Bir hanım için Allah’a kulluktan sonra birinci vazîfe evi; eşi ve çocuklarıdır. Bunlarla ilgili bir ihmâle düşmeden bir hanımın evrâd ve ezkârı ile uğraşması mahzûrlu değildir.

Yuvalarına âid hizmetten arta kalan zamanı evrâd ve ezkâr ile değerlendirmeleri çok yerinde bir davranış olur. Ancak evin işini ve âilesinin hizmetini ihmâl ederek bu tür şeylerle meşgûl olmaları farz dururken nâfile ile meşgûl olmak gibi garip bir davranış olur. Atalarımız ne güzel söylemişler: Eve lâzım olan câmiye haramdır.” Ev ihtiyaçları için gerekli olan bir malzemeyi câmiye götürüp evde muhtaç duruma düşmek elbette hoş karşılanmaz.

Ne var ki insanlar çoğu zaman ehem ile mühimmi birbirine karıştırdıklarından bu tür hatâlara düşerler. Netîce îtibâriyle öncelikli olan şeyleri birbirine karıştırmadan hareket etmek ve daha önemli olanı önemli olanın önüne almak şartıyla böyle yapmakta bir mahzûr olmaz.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları