Hâlifenin Vazîfeleri Nelerdir?

Hikâyeler

Mü’minlere karşı idârî mes’ûliyeti bulunanların sahip olmaları gereken kardeşlik hassâsiyeti nasıl olmalıdır?

Din kardeşinin acısına bîgâne kalmak, çok ağır bir cürümdür. Nitekim bu duygusuzluğu, bir anlık gaflete düşerek yaşamış olan Seriyy-i Sakatî Hazretleri, o hâlinden duyduğu nedâmeti şöyle ifâde eder:

“Bir gün Bağdat çarşısı yanmıştı. Birisi koşarak bana geldi ve; «–Bütün Bağdat çarşısı yandı, bir tek sizin dükkânınız kurtuldu. Gözünüz aydın!» dedi. Ben de diğer dükkânı yanan kardeşlerimi düşünmeden kendi nefsim adına; «–Elhamdülillâh!» dedim. Ancak otuz yıldan beri bu gaflet ânım için istiğfâr ederim.” (Hatîb el-Bağdâdî, Târih, IX, 188; Zehebî, Siyer, XII, 185, 186)

Bir anlık da olsa sırf kendini düşünüp felâkete uğrayan din kardeşlerinin ıztırâbından uzak kaldığı için, otuz sene o gafletin tevbesi içinde olabilmek... Ne hassas bir kardeşlik ufku...

ÖMER BİN ABDÜLAZİZ KİMDİR?

İslâm tarihinde beşinci râşid hâlife sayılan Ömer bin Abdülaziz’in din kardeşliği hassâsiyetiyle yoğrulmuş gönül dokusunu yansıtan bir hâlini, hanımı Fâtıma şöyle nakleder:

“Bir gün Ömer bin Abdülaziz’in yanına girdim. Namazgâhında oturmuş, elini alnına dayamış, durmadan ağlıyor, gözyaşları yanaklarını ıslatıyordu. Ona, niçin bu hâlde olduğunu sordum. Şöyle cevap verdi:

«−Fâtıma! Bu ümmetin en ağır yükü benim omuzlarımda. Ümmet içindeki açlar, fakirler, hasta olup da ilaç bulamayanlar, giyecek elbisesi olmayanlar, boynu bükük yetimler, yalnız başına terk edilmiş dul kadınlar, hakkını arayamayan mazlumlar, küfür ve gurbet diyârındaki müslüman esirler, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için çalışma tâkatinden kesilmiş muhtaç yaşlılar, âile efrâdı kalabalık olan fakir âile reisleri...

Yakın ve uzak diyarlardaki böyle mü’min kardeşlerimi düşündükçe yükümün altında eziliyorum. Yarın hesap gününde Rabbim bunlar için beni sorguya çekerse, Rasûlullah bunlar için bana itâb ve serzenişte bulunursa, ben nasıl cevap vereceğim?!.»” (İbn-i Kesîr, 9/201)

Bu misal, mü’minlere karşı idârî mes’ûliyeti bulunanların sahip olmaları gereken kardeşlik hassâsiyetini göstermektedir. Lâkin fert olarak da her mü’minin din kardeşleriyle kalbî beraberlik içerisinde bulunması gerekir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 1, Erkam Yayınları