Hâlidiye’nin İstan­bul’da En Etkin Temsîlci ve Kolları Hangileridir?

Tasavvuf

Hâlid Bağdâdî’den sonra Hâlidiye’nin istan­bul’da en etkin temsîlci ve kolları hangileridir? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor.

İstanbul’da Hâlidîlik’ten önce en yaygın tarîkat Halvetîlik’ti. Hâlid Bağdâdî’den sonra Anadolu ve İstanbul’da Hâlidîlik en yaygın tarîkat hâlini aldı. XIX. yüzyılda İstanbul’da bulunan altmışı aşkın Nakşbendî tekkesinin tamamına yakını Hâlidî idi. Mevlânâ Hâlid Bağdâdî’nin Şam, Bağdâd, Doğu ve Güney Doğu Anadolu ile Osmanlı ülkesinin pek çok yöresinde görev yapan halîfeleri/vekîlleri onun etki ve nüfûzunu arttırmışlardı. İstanbul’da bulunan altmış civârındaki Hâlidî tekkesinden dört tanesi tesîr ve nüfûzlarını XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar resmen ve fiilen sürdürmüşlerdir. Günümüze kadar da etkilerini devam ettirdikleri söylenebilir. Bu dört büyük Hâlidî temsîlcisi ve dergâhı şunlardır:

a- Fatih-Çarşamba’daki Mustafa İsmet Efendi (ö.1872) dergâhı: Bu dergâh bizzat kendisi tarafından 1853’te tesîs edilmiştir. Kendisinden sonra Ahıskalı Ali Haydar Efendi (ö.1960) bu dergâhta irşâd faaliyetini yürütmüştür.

b- Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî (ö.1893)’nin kurduğu Gümüşhâneli dergâhı: 1859’da bizzat kendisi tarafından Bâb-ı âli’de bulunan Fatma Sultan Câmii dergâh hâline getirilerek tesîs edilmiştir. Hasan Hilmi Efendi (ö.1911), İsmâil Necâti Efendi (ö.1918), Ömer Ziyâuddîn Dağıstânî (ö.1920) ve Mustafa Fevzi Efendi (ö.1926) burada şeyhlik etmişlerdir.

c- M. Es’ad Erbilî (ö.1931)’nin geliştirdiği Fındıkzâ­de’deki Kelâmî dergâhı: Önceleri Kâdirî tekkesiyken Es’ad Efendi tarafından 1883 yılında Hâlidî tekkesi hâline getirilmiştir. Bu dergâh Es’ad Efendi’nin sağlığında Mehmed Ali Aynî ve Ferit Kam gibi ilmiyeden ve Gâzi Mahmûd Muhtar Paşa gibi devlet ricâlinden insanların da ilgi gösterdiği bir dergâh olmuştur.

d- Eyüp’te Abdülhakim Arvâsî (ö.1943)’nin Kâşgârî tekkesi: Önceleri Müceddidî olan bu dergâh, Abdülhakim Arvâsî ile Hâlidî tekkesi olmuştur. Arvâsî, Necip Fâzıl Kısakürek gibi bir fikir adamını yetiştirmiş olması bakımından önemli bir yere sâhiptir. Tekkelerin kapandığı döneme kadar tesîr ve nüfûzunu, ondan sonra da diğerleri gibi kültürel ve sosyal etkisini sürdürmüştür.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları