Hakk’a Ulaştıracak Vesîleler Saymakla Bitmez

İMAN

Kulu Allahʼa yaklaştıran yollar ve Oʼna ulaştıracak vesîleler saymakla bitmez.

Rabbimiz, sonsuz rahmetinin eseri olarak biz kullarına lûtufta bulunmak için nice vesîleler ihsân etmektedir. Bu vesîleler, insanlığı hak ve hakîkate sevk ederek Rabbimizin “cennet dâvetine” elçilik yapmaktadır. Nitekim;

‒ Hazret-i Ömerʼin îmanla şereflenmesine, kız kardeşi Fâtımaʼnın evinde duyduğu Kurʼân âyetleri vesîle olmuştur.

‒ Bişr-i Hâfî Hazretleriʼnin geçmişteki nefsânî hayâtından kurtulup sırât-ı müstakîme hidâyetine, yolda bulduğu bir kâğıt parçası vesîle olmuştur ki, üzerinde “Allah” lâfzı yazılı olduğu için onu nâdide bir mücevher gibi büyük bir nasip bilerek alıp temizlemiş ve hürmetle, lâyık olduğu mûtenâ bir mevkiye kaldırmıştır.

‒ Kadı Mahmudʼun hakîkat iklîmine vâsıl olmasına, bir karı-kocanın mânevî sırlarla dolu dâvâsı vesîle olmuştur. Samimiyetle bu dâvânın peşine düşünce, kendisini Üftâde Hazretleriʼnin kapısında bulmuş ve o kapıda, mârifetullah zirvelerine giden Hüdâyî yolunu keşfetmiştir.

‒ Hazret-i Mevlânâʼnın, gönül sultanlığına erişmesine, Şems adlı bir dervişin, aşk ve vecd âleminden bir pencere açması vesîle olmuştur.

Bu gibi misalleri artırmak mümkündür. Zira Hakkʼa giden yollar, mahlûkâtın nefesleri adedince çoktur. Mühim olan, Cenâb-ı Hakʼtan gelen bu vesîlelerin farkına varıp onlardan lâyıkıyla istifâde edebilecek bir gönle sahip olmaktır. Kulun gönlü hak ve hakîkate teşne ise, kendisini Allâhʼa yaklaştıracak olan vesîleleri görmeyi Rabbimiz ona nasîb eder.

Hak dostlarından Ebu’l-Hasan Harakânî Hazretleri şöyle buyurur:

“Bir kulun vesîle ederek Yüce Allâh’ı bulmaya çalıştığı hangi şey olursa olsun; onların en güzeli Kur’ân-ı Kerîm’dir. Öyleyse, Yüce Allâh’ı Kur’ân yolundan aramalısınız.” (el-Hadâiku’l-Verdiye, s. 458)

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından 2, Erkam Yayınları