Gönül Darlığının Nedenleri

İHSAN

Gönül darlığı neden olur? Gönül darlığının sebepleri.

Mevlânâ Celâleddin Muhammed Rûmî Hazretleri, arkadaşlarından birini üzüntülü gördü ve şöyle dedi:

– Bütün gönül darlığı, bu âleme gönül bağlamaktan gelir, kendini yok bilirsen, her renge bakarsın, her lezzeti tadarsın, bilesin ki bunların hiç birisi ile kalmazsın! Şunları bilesin ki bunları gördükten sonra, öyle bir yere gideceksin ki, orada hiç gönül darlığı çekmeyeceksin.

Gene buyurdular:

– Allah zikri en büyüktür. (Ankebût, 29/45) mealini taşıyan âyet-i kerimenin mânâsı şu demeye gelmez.

– Allah seni andığı zaman sen de O’nu anasın. Çünkü Allah zikri çok çok üstündür. Senin anman, sâdece dıştadır; neyin yerini tutabilir ki!

Bu mânâyı çözmelisin, anlamalısın, bu mânâ senin önderin olmalıdır.

Bir kimse ihtiyar bir kadına şöyle dedi:

– Yüce Hakk’ı nerede arayayım? O kadın şöyle dedi:

– Hay babacan! Nerede aradın da bulamadın ki, her nerede istersen bulursun. Zira:

– “Arayan bulur” mânâsı açıktır.

Şöyle anlattı:

– Bir genç bir büyüğün yanına gitti ve şöyle dedi:

– Bana bir şeyler söyle.

O büyük, uzun bir süre başını aşağı eğip düşündü, sonra başını kaldırıp:

– Ey genç! Cevab mı bekliyorsun?

Genç:

– Evet dedi..

O büyük zât şöyle buyurdu:

– Her ne var ki, Hak Teâlâ’nın gayrıdır, söylemeye değmez, her ne şey ki yüce Hakk’ı anlatır, o da tabirlere sığmaz. Zira Allah Teâlâ ve Tekaddes hazretleri her hangi bir vasıfla anlatılmaktan, herhangi bir yolla tam olarak anılmaktan, yana üstünlüğe sahiptir. İsmi Dârr olan bu büyük zâtın sözleri ne kadar uyandırıcıdır. Dervişin:

“Bütün âlemi dolaştım, ne rahatlık buldum, ne de rahatlık bulan birini gördüm” sözünü dinleyen Dârr’ın:

“Neden kendinden el çekmedin, hem kendin rahat olurdun, hem de herkesi rahat bulurdun” sözü çok derin mânâ taşır.

Dârr Hazretleri’nin işaret ettiği şahıslar pek enderdir. Yalnız seyr ü sülûk yoluna girenler müstesna. Bunlar büyük bir ihlâs üzere mürşidlerine karşı teslimiyetleri ve muhabbetleri derecesinde kalpleri tasfiye ve nefisleri tezkiye olur, verilenleri tam îfâ etmek şartıyla... O zaman nefislerinin kötülüklerini anlarlar ve onun şerrinden Cenâb-ı Hakk’a iltica ederler. Allah’ı anmadan yapamazlar, Allah’ı andıkça da şevkleri, aşkları tezâyüd eder. Allah’ın sevgisi de gönülde yerleşince, mâsivâya, dünya sevgisine yer kalmaz. Allah Teâlâ’nın sevgisi her tarafı kaplayınca hem kendi rahat eder, hem de herkesi rahat bulur. Rabbimiz Teâlâ hazretleri bu hali hepimize nasip etsin!

AŞIK OLDUM BEN ALLAH’IN ADINA

Yunus Emre Hazretleri buyurur:

Âşık oldum ben Allah’ın adına

Doyamadım lezzetine tadına

Şimdi girdim erenler meydanına

Bana Allah gerek, cihan kâr etmez

Benim gönlüm dîdar ister eğlenmez.

Kaynak: Sâdık Dânâ-Hizmet İnsanı, s.118- Erkam Yayınları