Gıybete Düşüren İbadet

Hikâyeler

Şeyh Sâdî Hazretlerinden ibâdetleri kalbî galatlarla hebâ etmemek gerektiğini anlatan güzel bir kıssa...

Şeyh Sâdî’nin Gülistan adlı eserinde anlattığı şu hâtırası da, ibâdetleri kalbî galatlarla hebâ etmemek gerektiğini ne güzel ifâde etmektedir:

“Çocukluğumda zühde, riyâzata, gece ibâdetine çok düşkündüm. Bir gece babamın yanında oturuyordum. Bütün gece gözümü yummamış, Kur’ân-ı Kerîm’i elimden bırakmamıştım. Birtakım kimselerse etrâfımızda uyuyorlardı. Babama:

«–Şunların bir tanesi bile başını kaldırıp iki rekât teheccüd namazı kılmıyor; sanki ölü gibi uyuyorlar.» dedim. Bu sözüm üzerine babam kaşlarını çattı ve:

«–Oğlum Sâdî! Başkalarının dedikodusunu edeceğine, keşke sen de onlar gibi uyusaydın! (Zîrâ senin hor gördüklerin, şu andaki ilâhî rahmetten mahrûmiyet içindelerse de, onlara Kirâmen Kâtibîn melekleri menfî bir şey yazmıyor. Senin amel defterine ise, din kardeşlerini küçük görme ve gıybet günâhı yazıldı.)» karşılığını verdi.”

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları